Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, kente kazandırılan 7 yeni Çocuk Etkinlik Merkezi’nin açılışını, Sincan 100. Yıl Çocuk Etkinlik Merkezi’nde gerçekleştirilen törenle yaptı. Açılışa, Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan, Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan ve çok sayıda vatandaş katıldı. Yavaş, “Artık çocuklarımızı bekleyen en büyük tehlike uyuşturucu… Bu ilkokul çağına kadar inmiş durumda. Kötü niyetli şahıslar, çocukları uyuşturucu bağımlısı yapmak için her fırsatı değerlendiriyor. Bu nedenle aile yaşam merkezlerimizin tamamında uyuşturucuyla mücadele kursları veriyoruz.” ifadelerini kullandı.
7 Yeni Çocuk Etkinlik Merkezi Hizmete Açıldı
Ankara Büyükşehir Belediyesi, çocukların gelişimine katkı sunacak Sincan 100. Yıl, Susuz, Gölbaşı, Pursaklar, Serhat, Beytepe ve Demetevler Çocuk Etkinlik Merkezlerini açarak kentteki merkez sayısını 29’a çıkardı. Açılışta konuşan Mansur Yavaş, “Bu ay içinde 3 yeni merkez daha açarak şehit ve gazi yakınlarımıza ücretsiz, sosyal yardım alan ailelerimize ise çok cüzi bir ücretle hizmet vermeye devam edeceğiz. Çocuklarımız, sadece ailelerinin değil, aynı zamanda toplumumuzun en kıymetli varlıklarıdır. Onların gözlerinde parlayan umut, bizlere daha iyi bir yarın inşa etme sorumluluğunu hatırlatıyor. İşte bu nedenle, 36-66 aylık çocuklarımıza yönelik olarak hizmete sunduğumuz bu merkezler, yalnızca bir eğitim alanı değil; aynı zamanda bir sevgi, dayanışma ve öğrenme mekânıdır” dedi.
20 Sınıfta 650 Öğrenci Eğitim Alıyor
Mansur Yavaş, açılan merkezlerin dar gelirli ailelerin çocuklarına yönelik olduğunu belirterek, birçok alanda eğitim verdiklerini söyledi:
“UNICEF iş birliğiyle yarı zamanlı eğitim veren 20 sınıfımızda 650 öğrenci eğitim alıyor ve bu eğitimler tamamen ücretsiz. Bunun yanında, 5 ayrı merkezde dezavantajlı, oyuncağa erişemeyen çocuklar için Oyuncak Kütüphanesi açtık. Hacettepe Üniversitesi ile iş birliği yaparak erken çocukluk hastalıklarını tespit amacıyla 06-72 ay arası 2500 çocuğumuza testler uyguladık. İçi anaokulu gibi düzenlenmiş olan gezici araçlarımız ile ilçelere giderek sanatsal etkinlikler, spor faaliyetleri, gösteriler düzenledik. Geçtiğimiz yıllara bakınca; yılda 3 kez çocuk festivalleri düzenleyerek popüler sanatçıları çocuklarımızla buluşturduk. Anne-babalara destek olmak amacıyla “Baba Okulları” ve “Anne-Çocuk Okuyorum” etkinlikleri düzenledik. Şimdi ise 5805 çocuğa hizmet vermiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”
“Çocuklara Yönelik Şiddeti Kınıyoruz”
Dijital platformların çocuklar için ciddi tehditler oluşturduğunu belirten Mansur Yavaş, “Çocuklara yönelik şiddet ve istismar olaylarını ‘ama’sız bir şekilde kınıyor, suçluların adalet önünde hesap vermesini talep ediyoruz” dedi. 2025 için kapsamlı bir eylem planı hazırladıklarını, ayrıca aralık ayında geniş katılımlı bir ulusal çocuk sempozyumu düzenleyeceklerini söyledi. Çocuklarda gözlemlenen olumsuz durumlar için vatandaşlara her zaman yanlarında olduklarını vurgulayan Yavaş, 7/24 ulaşılabilecek uzman kadrolarının bulunduğunu belirtti.
“İstismarın ve kötülüklerin önüne geçebiliriz”
Yavaş, son günlerde toplumun vicdanını sarsan Narin ve Sıla bebek olaylarına da değinerek, “Bu olayların önüne geçilmesinin çaresi sadece cezalandırmayla olmuyor. Burada ailelerin çocuklara vereceği eğitimin büyük önemi var. Çocuklara kendisine kötü niyetle yaklaşan birinin hangi hareketleri yaptığını öğretebilirsek, istismarın ve kötülüklerin önüne geçebiliriz” dedi. Yaşanan olayların korku filmlerine senaryo olacak nitelikte olduğunu ifade eden Yavaş, toplumun bu tür olaylara karşı sorumluluk taşıdığını belirterek şunları ekledi:
“Çevremizde herhangi bir şekilde bu olaylardan haberdar olduğumuzda, emniyet güçlerini ve yetkilileri uyarmakta büyük fayda var. Sorumluluk sadece emniyetin ya da kamu görevlilerinin değil, hepimize sorumluluk düşüyor. Ben hem Sıla bebeği hem de Narin’i kendilerinden af dileyerek huzurlarınızda anıyorum. Hukukta, eğer biri suç işliyorsa, bunda toplumun da kusuru olduğu düşünülür. Toplumun belirli bir gelire erişememesi, uyuşturucu kullanılmasının engellenmemesi, toplumda ufak tefek suç işliyor diye bunların göz ardı edilmesi insanları suça teşvik ediyor. Ya da bazılarının cezalandırılıp bazılarının cezalandırılmaması insanlarda bir cezasızlık oluşturuyor. ‘Nasıl olsa kimse ceza vermiyor, kimse yargılanmıyor, nasıl olsa hesap sorulmuyor’ anlayışıyla işlenecek suçların önüne geçemiyoruz.”
