Hayatı kolaylaştırdığı gibi riskleri de beraberinde getiren yapay zekâyı ‘çağımızın dijital atom bombası’ olarak tanımlayan uzmanlar, yapay zekanın ses üretimi ve klonlamasının, geleneksel seslendirme sanatçılarının geleceği konusunda bazı kaygılar oluşturduğunu da söylüyor. Gayri resmi yapay zekâ ses klonlamasının önüne geçebilmek için yasal düzenlemelerin yanı sıra klonlanan sesleri tespit edecek bir yapay zekâ teknolojinin de geliştirilebileceğini ifade eden Seslendirmen Şaban Özdemir, “Bu emek hırsızlığı. Ses sanatçılarının seslerinin izinsiz kullanılmasını önlemek için yasal koruma şart.” dedi.
İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi Kurumsal İletişim Daire Başkanlığı Medya PR Birim Yöneticisi ve Seslendirmen Şaban Özdemir, gerçek insan sesini taklit edebilecek düzeye gelen ve çok tartışılan yapay zeka teknolojilerini değerlendirdi.
YAPAY ZEKÂ TABANLI UYGULAMALAR YAŞAMIN HER ALANINDA KENDİNE YER BULUYOR
Yapay zekâ tabanlı uygulamaların yaşamın her alanında kendine yer bulduğunu dile getiren Özdemir, hayatı kolaylaştırdığı gibi riskleri de beraberinde getiren yapay zekâyı ‘çağımızın dijital atom bombası’ olarak tanımlamanın doğru olacağını vurguladı.
Tarafsız olan bu teknolojinin iyi yönde de kötü yönde de kullanımının söz konusu olduğunu kaydeden Özdemir, “Çok değil bundan 20 yıl önceye gittiğimizde yazılı metinleri sadece okuyan teknolojinin, bugünlere gelindiğinde bu metinleri sadece okumakla sınırlı kalmayıp canlı ve etkileyici biçimde de telaffuz ederek, seslendirilebileceğini kaçımız düşünebilmişti? Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki artık dijital tabanlı platformlarda, içerik üretiminde teknoloji bir önceki güne göre bizi hep şaşırtıyor ve de hayrete düşürüyor. Teknolojinin hep gerisinde kalıyor, hızına yetişmekte güçlük yaşıyoruz… Aynı gelişmişliği, değişim ve dönüşümü ses alanında da yaşadığımızı söyleyebiliriz.” dedi.
METİNLER CANLI, DUYGUSAL SESLERE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİYOR MU?
Yapay zekâ tabanlı onlarca ses üretici platformu olduğunu hatırlatan Özdemir, “Bu çeşitli platformlardan çoğunlukla ücretli abonelik ya da üyeliklerle yararlanabiliyor, yazılı metinlerin okunması, seslendirilmesi hizmetlerinden faydalanabiliyorsunuz. Metinlerin canlı, duygusal seslere dönüştürebildiklerini görebiliyoruz. Yapay zekâ tabanlı bu ses üretici platformları çoklu dil seçenekleri ile de tercih edilebiliyor. Evet bu platformlar anlık ses oluşturma yeteneği ile metni hızlı bir şekilde, yüksek kalitede sese dönüştürebilme özelliği sunuyor. Öyle ki ses kütüphanesinden alternatifli ses seçme imkânı da tanıyor.” diye bilgi verdi.
YAPAY ZEKA DESTEKLİ SES ÜRETİMİ TEDİRGİN EDİCİ BOYUTTA…
Yapay zekâ destekli ses üreticilerinin üretim konusunda dikkate değer bir yapay zekâ aracı sunduklarını dile getiren Şaban Özdemir, şöyle devam etti:
“Geldiği nokta ile zaman zaman da tedirgin edici boyutta desek yanılmamış oluruz. Evet yapay zekanın sesin üretimi, sesin klonlanması ve replikasyonu kazancını özellikle sadece bu alanda sürdüren profesyonel seslendirme sanatçılarını kaygılandırdığı ortada. Küresel ölçekte düşünüldüğünde çünkü geçimini buradan sağlayan binlerce sanatçı var.
Öyle ki Amerikan Televizyon ve Radyo Sanatçıları Federasyonu SAG-AFTRA’nın geçtiğimiz aylarda bulunduğu girişim ses sanatçılarını deyim yerindeyse sokaklara döktü. Sanatçıların seslerinin kopyalarını üretmek suresiyle bir yapay zekâ ses üretim stüdyosuyla çığır açan bir anlaşma yaptığı duyurusu profesyonel ses sanatçılarının tepkisini çekmiş, sanatçılar eylem ve grevlerle bu girişimi eleştirmişti.”
ZEKİ MÜREN’E YAPAY ZEKA İLE PARLA MARŞI SESLENDİRİLDİ
Yapay zeka destekli gayri resmi çalışan ses üreticilerinin profesyonel ses sanatçılarının sesini klonlayarak haksız kazanç elde ettiğine dikkat çeken Özdemir, “Reklam, film, video oyunları ve kitapların seslendirmelerini yapan sanatçılar, yapay zeka aracılığıyla seslerinin klonlanarak rızaları olmadan çeşitli içeriklerde kullanıldığına da şahit oldu. Bu emek hırsızlığı… Bu küresel ölçekte olduğu gibi ülkemizde de gözlenir bir durum. Sadece seslendirme sanatçılarının mı değil… Kimi siyasi liderlerin de seslerinin yapay zeka teknolojisiyle taklit edilerek şarkı, marş söyletilerek propagandaya maruz bırakıldığı gözlemlenebilir. Bir örnek ise 1996 yılında vefat eden sevilen sanatçı Zeki Müren’e yapay zeka ile Parla marşı seslendirtildi. Paylaşıma girdiği an itibariyle de platformlarda en çok paylaşılan ve seyredilen videolar arasına da hatırlanacağı üzere girmişti.” dedi.
SESLENDİRME SANATÇILARININ SÖMÜRÜLMESİ…
Sesin sentezlenip klonlanarak, fütursuzca her alanda (kitap seslendirme, podcast, belgeseller, dramalar…) kullanılmasının, sanatçıların sömürülmesini ve yasal olmayan bir durumla karşı karşı kalınmasına sebep olduğunu dile getiren Şaban Özdemir, bu konudaki yaşadığı bir kişisel deneyimini ise şu cümlelerle aktardı:
“Bundan birkaç yıl ay evvel bir kişi benden birkaç sayfalık bir seslendirme yapmamı istedi. Yapacağım seslendirme sonunda sesimin kopyalanarak farklı alanlarda seslendirmelerde kullanılacağını iletti. Benden bir ses demosu alınacak, derin öğrenme modelleriyle sesim yapay zeka teknolojine öğretilecek, tanıtılacak ve kopyalaması sağlanacak. Böylece de sonrasında girilen her bir metni tanımlanan ses üzerinden seslendirecek. Tabii bunu kabul etmedim…”
0 insan sesi mümkün mü?
Özdemir, “Yapay zeka tabanlı ses üretici platformlar, gerçek insan sesini özellikle tonlama, vurgu, aksan bağlamında doğal ve gerçekçi olarak henüz yüzde 100 yakalayabilmiş değil. Metinler evet saniyeler içinde insan benzeri seslere dönüşebiliyor ama gerçekçi mi? Hayır değil! Duygu yüklü tondan uzak, mekanik bir seslendirme söz konusu hala…” dedi.