Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sanayi Odaları Konsey Toplantısı, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve konsey üyelerinin katılımıyla TOBB İkiz Kuleler’de gerçekleştirildi.
ANKARA (İGFA) – Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sanayi Odaları Konsey Toplantısı, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve konsey üyelerinin katılımıyla TOBB İkiz Kuleler’de gerçekleştirildi.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisinin bölgede yaşanan savaşlara ve dünya ekonomilerindeki yavaşlamaya rağmen bu yılı yüzde 5 civarında büyümeyle kapatacağını söyledi.
Özel sektörün dinamik yapısı sayesinde, ortaya çıkan yeni koşullara hızla adapte olabildiklerini bildiren Hisarcıklıoğlu, “Bu sayede sanayi üretimini, ticaret hacmini, yatırım harcamalarını, istihdamı ve ihracatı artırmaya devam ediyoruz. Elbette sıkıntılar da var. Bunları da oda başkanlarımızla birlikte takip ediyor ve ilgili makamlara iletiyoruz. Özellikle girdi maliyetlerinin artması nedeniyle, ihracatta en güçlü olduğumuz tekstil ve konfeksiyon başta olmak üzere rakiplerimize göre bir dizi dezavantaj yaşıyoruz.” diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, Avrupa Birliği’nin Hindistan ile serbest ticaret anlaşmasında (STA) mutabakata varmasının ve Güney Amerika ile yeni bir STA’ya hazırlanmasının, AB pazarındaki riskleri artırdığına dikkati çekti. Finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar ve faizlerin yükselmesinin sanayicileri olumsuz etkilediğini aktaran Hisarcıklıoğlu, “18 sene sonra yeniden yürürlüğe girmesi planlanan enflasyon düzeltmesi uygulamasının, özellikle stokları ve yatırımları yüksek olup, dış kaynakla çalışan şirketlerin vergi yükünü artıracağından endişe ediliyor. Gelir vergisi dilimleri yukarıya doğru güncellenerek, çalışanların alım gücü artırılmalı. Çalışma mevzuatımız, maalesef bir türlü reform yapılamayan ve hatta daha da kötüye giden tek alan.” dedi.
Rifat Hisarcıklıoğlu, OECD katılık endeksine göre en katı iş gücü piyasasının artık Türkiye’de olduğuna işaret ederek, “Yüksek istihdam maliyetlerinin yanı sıra, belli mesleklerin zorunlu istihdamı gibi uygulamalarla, adeta istihdamı cezalandırıyoruz. Bu yaklaşımı ve mevzuatı da değiştirmeliyiz. Ülkemizin önemli bir kısmında deprem riski bulunuyor. Bu riskin sanayimiz üzerindeki etkisini azaltabilmek için, Orta Anadolu-Doğu Akdeniz hattında yeni bir sanayi havzası belirlemeliyiz.” ifadesini kullandı.
Bir master planla bu işin kanuni çerçevesinin düzenlemesini talep eden Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Altyapı ve lojistik bağlantılarını hazırlamalı, yenilikçi ve uzun vadeli finansman modelleriyle buraya yapılacak yatırımlara destek vermeliyiz. Böylelikle hem sanayimizin en çok yoğunlaştığı hem Marmara’daki riski azaltabilir, hem de Marmara’da yüksek teknoloji yatırımlar için alan açarak, Marmara Bölgesi’ne yeni ve daha yüksek katma değerli bir sanayi vizyonu kazandırabiliriz.”
Hisarcıklıoğlu, Orta Vadeli Program’da üretimin, istihdamın ve ihracata dayalı büyümenin desteklenmesini çok önemli gördüklerini belirterek, “Piyasa koşullarının normalleşmesi amacıyla ekonomi yönetiminin kararlı duruşunu, istikrar vurgusunu ve rasyonel politikalara dönüşünü de umut verici buluyoruz.” ifadesini kullandı.
Başlatılan yeşil sanayi ve yeşil OSB ile tekno-girişim destekleri gibi vizyoner adımları, sanayinin dönüşümü açısından değerli gördüklerini bildiren Hisarcıklıoğlu, “Yaşadığımız koşullar güç olsa da bu dönemeci hep birlikte atlatacağımıza inanıyoruz.” dedi.
YENİDEN .ŞEKİLLENME
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da Kovid-19 salgını, jeopolitik krizler, küresel ekonomik durgunluk ve ticaret savaşlarının küresel tedarik zincirlerinin yeniden şekillenmesine neden olduğunu söyledi. Küresel ekonomide yaşanan fırtınalara rağmen yatırımlarında hız kesmeyen sanayicilerle Türkiye’nin son 13 yıl boyunca büyümesini kesintisiz sürdürdüğünü vurgulayan Kacır, şu değerlendirmede bulundu: “254 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşan, genç ve dinamik nüfusuyla, lojistik bağlantılarıyla, AR-GE ve inovasyon altyapısıyla katma değerli üretimde öncü, bölgesinin parlayan yıldızı ve küresel üretim üssü Türkiye’den söz ediyoruz. Geldiğimiz noktada, insansız hava aracı üretiminde dünyada bir numarayız. Türkiye, kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını geliştirip, üretebilen ülkelerden biri.”
Kacır, Cumhuriyet’in 100’üncü yılını, doğuştan elektrikli yerli ve milli otomobil Togg ile taçlandırdıklarını hatırlatarak, Togg’un, aynı zamanda yeni nesil sanayi politikalarının somut örneği olduğunu kaydetti. Kacır, Dünya Bankası ile 450 milyon dolar bütçeli, “Türkiye Yeşil Sanayi Projesi”ni devreye aldıklarını anımsatarak, projenin TÜBİTAK’a ayrılan 175 milyon dolarlık kısmıyla yeşil üretimi, kaynak verimliliği odaklı AR-GE ve yenilikçilik çalışmaları yapan firmaları, aynı zamanda özel sektör öncülüğünde gerçekleştirilecek işbirliklerini destekleyeceklerini anlattı.
TOBB Sanayi Odaları Konsey Başkanı Erdal Bahçıvan da konuşmasında Türkiye’nin büyük hedefleri olan bir ülke olduğunu belirterek, ihracat ve üretimdeki artışın sadece iş dünyasının değil, bu ülkede yaşayan herkesin ortak dileği olduğunu söyledi. Türkiye olarak dönüşüme uyum sağlamak ve uzun vadeli planlarla yapılanmaları dizayn edebilmek için farklı ve güçlü yatırımlara ihtiyaç bulunduğunun altını çizen Bahçıvan, “Biz katma değer yaratacak nitelikli istihdam oluşturacak alanlara yoğunlaşmalıyız” dedi.
Mevcut ihracat olgusu ve teknolojileri ile arzu edilen yere gelmekteki güçlüklerden bahseden Erdal Bahçıvan, yüksek teknolojili ve katma değerli üretime odaklanılmasını istedi. Konuşmasında sanayinin öncelikli sorunlarına ve çözüm önerilerine değinen Bahçıvan, ihracat için finansmanın teminine öncelik verilmesi gerektiğini vurguladı. Erdal Bahçıvan deprem riski nedeniyle İstanbul’dan sanayiinin taşınması konusuna da değinerek, bu konu için öncelikle bir yol haritası oluşturulmasının şart olduğunu söyledi ve sanayicilere bununla ilgili teşvik sağlanması talebinde bulundu.