Türkiye Komünist Partisi (TKP), 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 25. yıldönümünde yayımladığı basın açıklamasında doğal afetlere karşı alınmayan önlemleri sert bir dille eleştirdi. “Harekete geçmemiz, afetlerin can almadığı, ciğerlerimizi kurutmadığı bir ülke için kapitalizmi yıkmamız gerekiyor!” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, kapitalist sistemin afetlerin yıkıcı etkilerini artırdığı belirtildi.
TKP’nin açıklamasında, “Büyük Marmara depreminin ardından tam 25 yıl geçti. 17 Ağustos 1999’da yaşanan ve binlerce insanımızı enkaz altında bırakan felaket ne ilk ne de sonuncu oldu. En büyük ve can alıcısı 6 Şubat depremleri olmak üzere son 25 yılda onlarca doğa olayı daha Türkiye için büyük felaketlere dönüştü” denildi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
Depremin 25. yıldönümüne İzmir başta olmak üzere yurt genelindeki yangınların yarattığı kasvet altında girdik. ‘Ben geliyorum’ diyen felaketlere karşı bile sorumluların vaktinde ve yeterli müdahale becerisinden ne derece yoksun olduklarını da tekrar görmüş olduk.
Hayat öğretti, öğretmeye devam ediyor; depremler değil kapitalizm öldürüyor!
İstanbul depremini konuşuyoruz örneğin. Depremin olası kuvveti, ne kadar yıkıcı olacağı, maliyetleri üzerine söylenmedik söz kalmadı artık. Peki 1 buçuk seneden fazla zaman geçmesine rağmen 6 Şubat’ta zarar görmüş bölgelere sağlıklı bir kentleşme için dahi kaynak ayırmaktan aciz olanlar, olası İstanbul depreminin felakete dönüşmesini nasıl önleyebilirler? Tek derdi birilerini zengin etmek olan, dinci gericilikten beslenen ve paranın saltanat sürdüğü bu düzen insan hayatını önceleyen bir afet politikası geliştirebilir mi?
Harekete geçmemiz, afetlerin can almadığı, ciğerlerimizi kurutmadığı bir ülke için kapitalizmi yıkmamız gerekiyor!
17 Ağustosları, 6 Şubatları bir daha yaşamamak için devletçi ve planlı bir ekonomi, laik bir toplumsal sistem, bağımsız ve egemen bir ülkeyi mutlaka kuracağız.
İşte o zaman kaybettiğimiz insanlarımıza verdiğimiz sözü de tutmuş olacağız.