Akyurt’ta 50 yıldır sulu tarım ile uğraşan 70 yaşındaki Nurullah Türkcan, yıllık 150-200 dönüm arazide sebze yetiştiriciliği yaptığını, sezon boyunca elde ettiği 1 milyon TL’lik gelirinin ise giderlere ancak yettiğini söyledi.
Türkcan, “Ben taşın içinden sebze yetiştiririm, öyle azim ve kuvvetim var. Kendim 11 karışım, 1000 karış iş ile uğraşırım. Ben bu işi severek yapıyorum, devletten bana hiçbir katkı yok” dedi.
“KENDİM BİR KARIŞIM, BİN KARIŞ İŞ İLE UĞRAŞIRIM”
Akyurt’ta her yıl yaklaşık 200 dönümlük arazide sebze yetiştiriciliği yapan Nurullah Türkcan, yetiştirdiği sebzeleri tüketicilere hesaplı fiyatlarla ulaştırıyor. Ürettiği sebzeleri daha çok pazarlarda ve Çankırı yolu üzerindeki yerinde satışa sunan Türkcan’ı Akyurt dışından da bir çok vatandaş tercih ediyor.
“ALTINDAN KALKAMIYORUZ”
Büyük bir azim ve çaba ile üretmeye devam eden 70 yaşındaki Nurullah Türkcan, maliyetleri karşılayamamaktan yakındı. Mazot, elektrik, gübre başta olmak üzere tarımsal girdilerdeki maliyet artışları nedeniyle elde ettiği cironun tamamının giderlere ancak yettiğini söyleyen Türkcan, “Domates, biber, patlıcan, salata, bamya, fasulye hepsini üretiyorum. Yılda bir milyonluk cirom var, bir kuruş kazancım yok, hepsi masrafa gidiyor. Başta mazot, su, gübre, tohum, elektrik, bunların altından kalkamıyoruz. Ben 4-5 kilometre mesafeden su getiriyorum” diye konuştu.
“İŞİMİ SEVEREK YAPIYORUM”
“Ben bu işi severek yapıyorum, devletten bana hiçbir katkı yok, şu yaşıma kadar tek bir kuruş faydalanmadım. Afad vurgununda, sel vurgununda herhangi bir destek yok” diyen Nurullah Türkcan, “Evim, damım yandı yine bir destek göremedim, 9 tane malım yandı, ahırım yandı. Ben yılda 150-200 dönümlük arazide sulu ziraat yapıyorum. Ama bunları hep gücümle yapıyorum, severek yapıyorum. Ben taşın içinden sebze yetiştiririm, öyle azim ve kuvvetim var. Kendim 11 karışım bin karış iş ile uğraşırım” dedi.
“VATANDAŞ BU İŞLERİ BASİT ZANNEDİYOR”
Yaşadıkları zorlukları anlatmaya devam eden Türkcan, şunları anlattı: “Ben pazarlarda tüketiciye satıyorum. Fabrikalara salatalık veriyorum, 5 liraya veriyorsam, ödeme zamanı 3 – 3,50 TL’ye düşürüyor. Tüketici ucuz yesin diye tüketici ağırlıklı satış yapıyoruz. Bizim milletimiz bu işleri basit zannediyor, bunları kendiliğinden geliyor zannediyorlar. Bu işi bir yapan bir de Allah bilir. Bu işler basit değil, işçisi, mazotu, gübresi, ben yılda 1 milyon TL’lik mahsul kaldırıyorum, olduğu gibi masrafa gidiyor. Benim zarar ettiğim yıllarda oluyor. Tohumlarımız dışardan geliyor, devlet bu konuda birşey yapamaz mı? Yüz tane benim gibi şapkalıyı toplasa biz bu tohumu kendimiz Türkiye’mizde üretiriz.
Ben 10 çocuğun 5’incisiyim. 7 yaşında traktöre bindim, 7 yaşımdan beri babamdan gördüğümle severek yapıyorum. İcar, ortak, 2 bin, 3 bin dönüm arazi ekerdik, 50 yıldır kendi başıma yapıyorum.”
ÇALIŞAN DA DERTLİ
10-11 kişi akrabalarıyla birlikte Adıyaman Kahta’dan Akyurt’a çalışmaya geldiklerini söyleyen Şaban Karlı, “Biz 7 yıldır Nurullah abi ile birlikte çalışıyoruz. Aldığımız yevmiye bizi kurtarmıyor. 5 kg. şeker parası bizi kurtarmıyor. Devletimizden bir yardım, bir umut bekliyoruz. İllaki sigorta olması şart değil, işsizliği görsünler, bilsinler işte, nasıl yaşıyoruz, iki aydır geliyoruz, buralarda sürünüyoruz. Mazot parası yükseldiği için adam başı buraya bin liraya geliyor, bin liraya gidiyoruz. 7 yevmiye çalışacağız ki yol paramızı çıkartacağız. Üreten kişi de aynı, fasulye olsun, domates olsun, bunu üretmezse, biz aç kalacağız. Buna bir çare bulunması lazım, üreticiyi de, işçiyi de kurtarmıyor”
VATANDAŞ HEM LEZZETİNDEN HEM DE FİYATINDAN MEMNUN
Nurullah Türkcan yetiştirdiği sebzeleri hem pazarlarda hem de yetiştiricilik yaptığı arazinin yanında Çankırı Yolundaki tezgahında satışa sunuyor.
Burada tezgahta duran Nurullah Türkcan’ın kızı Belma Türkcan, “Bizim sadece Akyurt değil, Akyurt’un dışından, şehir merkezinden gelen müşterilerimizde var. Organik, lezzetli ve ucuz olması nedeniyle bizi tercih ediyorlar. Bizim başka bir gelirimiz yok, buradan elde ettiğimiz kazanç ile yaşamımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.
Çankırı Yolu’nu kullanan vatandaşlar nedeniyle bazı saatlerde yaşanan yoğunluktan memnun olan Türkcan’a okul olmadığı zamanlarda çocukları da yardım ediyor.