Sorumlu olmak, ilk bakışta birisine verilen görevi yerine getirmesi, mesuliyet alması, koruma, kollama görevi olarak bilinir.Halbuki o bir gözetmendir, takipçidir. Bilinçli bir görevlidir, yani uzmandır. Kuralları bilir, ne yapılması, nasıl uygulanacağını ve genel insani menfaatlerin koruyuculuğunu yapar.Esas sorumlu bireyler olup, denetleyici görevini üstlenen neyin doğru neyin yanlış yapıldığına dair, yaşamına yansıyan olumlu gelişmelere tanıklık eder. Yani yaptıkları yada yapmadıklarından birey sorumludur.Takip edilmeyen, hesap sorulmayan sorumlu bir müddet sonra kendince doğrular yaratıp dayatmacı kurallar ortaya atabilir. Bireyler bu durumdan yakınan, muhalif, tepkili davranışlara gebe kalır ve sorumlu ve sorumluluk arasında uçurumlar oluşmaya başlar.
Birisine sorumluluk verilene kadar her bir şeyden bi haber bir önceki sorumlunun ne yaptığına bakmadan, sorumsuzca davranarak kendine yani menfi çıkarları doğrultusunda sorumlu arama yarışına girdiği görülür. Bunun adı sorumluluk tan ziyade sorunlu hali yeni bir sorunla çözme yoluna gitmektir.Gerçek kişi yani birey yaptıklarından ve yapmadıklarından direk sorumludur, Bunu kesinlikle unutmamak gerek. Kendince bahaneler üreterek ve sorumlu kılacağı bireyleri kendi menfi çıkarları doğrultusunda belirlemeye çalışması, bu konuda genel bir bananeciliğin kol gezdiği ortamda kamu oluşması, sorumluluk almak isteyenin sahip olma isteğini kamçılayacağı gibi kutuplaşmanın da önünü açacağı aşikardır.Bu düşünce ve anlayış ülkemizde dizginlenemez bir hal aldığı gibi kendi sorumluluklarını unutup halen başkalarını suçlayarak başta da belirttiğim üzere sorumlu kendince doğrular yaratıp sınırlı bir kamu oluşturarak, elinde bulunan güçle kural ve kanunları istediği gibi yani menfi çıkarlar doğrultusunda kullanır ve uygular.Konuma yerelden baktığımızda bütün olumsuzlukları içinde yaşayan konuya vakıf olan daha sonra sorumluluk alan bireylere baktığımızda sorumluluğun sorun haline geldiğini görüyoruz.Her bir olumsuzluğu gördüğü, içinde görev ve alt sorumluluğu bulunduğu, bunlara ses çıkarmadığı, yani görevini yapmadığı halde, şimdide tam sorumlu iken başkalarını suçlama, geçmişi beğenmeme, Yapılanların ve yapılmayanları eleştirme lüksüne sahip olmaları sorumluluklarını nasıl yerine getireceği düşündürücüdür.Birey önce hangi düşünce ve niyetle sorumluluk aldığına dikkat etmelidir. Ayrıca sorumluluk formaliteleri yerine getirmek kimseyi sorumlu kılmıyor. Cezai ehliyeti de ortadan kalkmış oluyor.Çünkü sorun; sorunların üretildiği, birlikte oluşmuş sorumsuzluktan kaynaklanıyor.En garibime giden ise sorumluluk üstlenen kişi, sorunlu olmayan sorumlu kişilerce yani halkın gerçek anlamda benimsediği sorumluluğunu yerine getireceğine inandığı özgür iradesi ile belirlenmesi gerekirken, günümüze baktığımızda durum hiç de öyle değildir. Benim tayin ettiğim kişi sorumludur, demek her zaman sorun olmaya devam edecektir.Siyaset sorumluluk ister, şeffaflık ister. Bu kutsal bir görevdir. Sorumluluk; Anadır, babadır, kardeştir, akrabadır, komşudur, çocuktur en kutsal görevdir. En önemlisi vatandır, devlettir. V.SÖyle bir güne geldik ki; Sorumluluk sorun oldu.
Benzer Haberler
Gündem
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.