Böylesi yazılar nasıl kaleme alınır bilmiyorum ama her öte aleme yolculadığımız değer bizim nöbetimize de bir çentik atar. Fani dünyadan göçüşün bir ayrıntı ve yaşamın her anının ne kadar değerli olduğunu en güzel İranlı şair Füruğ Ferruhzad’ın ünlü dizeleri anlatır: Kuş ölür sen uçuşu hatırla. Eğer göklerden kartal gibi süzülerek sona eren bir yaşamınız varsa zaten hep uçuşunuz hatırlanacaktır.Günün en karanlık vakti güneşin doğmaya en yakın vaktidir derler ya, işte o vakte seher vakti derler. Koyu karanlıkları ise kendinden emin bir yıldırım nasıl ağartıverir. Seher’de yıldırım düşerse en karanlık anı ağartan o mucize ortaya çıkar. İşte bazı kuşların uçuşu böyle mucizeler gibidir.Bundan tam 99 yıl önce emperyalist saldırganlığı, haklı bir vatan savunmasıyla dize getiren bir milletin sonrasında tüm dünya mazlum milletlerine verdiği ilhamın mağrur taşıyıcılarıyız. Ve düşmanı yurdumuzdan def ettikten sonra asıl düşmanımız olan cehalete karşı verdiğimiz savaşın büyük liderinin büyüklüğünü her geçen gün daha derinden anlıyoruz. Seher vaktindeki yıldırım yılmazlığıyla güneş gibi ışıtmıştır Anadolu’yu, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının ortaya koyduğu devrim. Bugün hala dünyanın her yerinde özellikle kadınlara güç ve esin vermektedir. O kuş, tüm aydınlığa susayan topraklarda bir heyula gibi uçmaktadır.Yaşadığım şehrimde de anısı ve serencamı milyonlarca hemcinsiyle aynı bir büyük değer yaşadı. Geçtiğimiz günlerde yitirdik kendisini. Öldü demiyorum, o bir kartal kanatlı kuş olarak hala uçuyor. Bize uçuşunu unutturmamak düşüyor. İsmi Seher Yıldırım. Dünyaya ilham veren büyük devrimin zamane yoldaşıdır Seher Öğretmen.Seher öğretmen, Anadolu’ya ışık saçabilmek için kendisini yakmaktan bir an bile geri durmamış binlerce cumhuriyet meşalesinden biri. Başına taktığı fötr şapkasını bir muzaffer komutanın apoleti gibi son ana kadar hep baş üstünde tutmuştur. Şıklığı, kendisinden öte çevresine gösterdiği saygının bir yansımasıydı. Aldığı terbiye, kabalığa izin vermezdi. Ama aldığı terbiyenin asla izin vermediği bir başka şey de haksızlıktı. Haksızlığa hiç gelemezdi, bu tavrını doğaya bağışladığı son nefesine kadar sürdürdü.Gecenin bir yarısı, kimsenin yer vermemesine aldırmadan otobüste rastladığımda sohbet ederdik. Şen kahkahalarda anlatırdı gün boyu insanlara yaptığı yardımları ve yapmak istediklerini. Onun neşesine yetişemezdiniz, hiç zaman olumsuz bir anın esiri olduğuna tanık olamazdınız. Devrimci kedere teslim olmaz, derdi. Atatürk’ü hem düşünsel olarak hem fiziki anlamda solunda taşırdı.Onu düşününce binlerce kız çocuğuna nasıl bir dost eli olduğu hemen aklınıza geliverir. Bir hışımla yanınıza geldiğinde mutlaka bir telaşın içerisinde olduğunu anlarsınız. Ya memleketin şerefli subaylarına kurulan şerefsiz pusularına karşı direniyordur, ya hakkını arayan emekçilerde bir yerlerde mücadele ediyordur. Okuyamayan nice genç kız için burslar topladığının, kendisini biçare hisseden nice kadına uzanan bir el olduğunun, bir evladı olarak canlı tanığıyım.Bir Cumhuriyet öğretmeni olarak, Anadolu’nun her köşesinde nice büyük badireleri aşarak size dudak büken, kadın değil mi diyerek küçümseyen ham softa kaba yobaz tayfaya karşı duruşunuzu kendimize kutup yıldızı olarak alıyoruz. Karanlıklarda kaybolduğumuzda o yıldırımın izinden gitmek iradesini taşıyoruz.Yaşını bilmiyorum ama hepimizden genç olduğunu defalarca kanıtlamıştır bizlere. Seher Hocam kanat çırpışınızın rüzgarı hala bize tatlı bir serinlik veriyor bu kavurucu sıcaklarda. Bize düşen ise; inatçı bir gülümsemeyle, koyu karanlıklara aydınlık olma mücadelesinde kartal kanatlarıyla uçuşunuzu unutturmamak. Seher karanlığının içinde bir yıldırım aydınlığında..
Benzer Haberler
Gündem
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.