Okumak güzeldir, yazmak daha da güzel

Değerli Ufuk Gazetesi okurları, tüm yaşamı boyunca Akyurt ile hemhal olan bir Akyurtlu’ya, Akyurt’un kadim gazetesi aracılığıyla siz değerli okurlara ulaşmak ne kadar mutluluk verirse ben de o kadar mutluyum.Gazetenin ikinci kuşak temsilcisi Onur kardeşimden aldığım telefonla başlayan, kendi özel durumum ve köşe yazılarının geldiği içler acısı halin yansımaları nedeniyle bir süre akamete uğrayan süreç, bu yazı itibariyle yeni bir başlangıca yelken açtı. Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de de buyurulduğu üzere, Allah(CC)’ın en güzel biçimde yarattığı, göklerde ve yerde ne varsa hepsini hizmetine verdiği ve diğer yaratılanlara üstün kıldığı İNSAN, başlı başına bir mucizedir. Ama bu mucizevi yaratılışa rağmen insanoğlu önyargılarla, ideolojilerle, kinle, hasetle ve benzeri nefsani duygularla kendini sınırlamakta, yaşadığı çevreyi de bu sınıra hapsetmekte veya bu sınırın dışına itmektedir. Sonrasında yaşananlar malum. İşte bu sınırlamaya bir tepki olarak köşemin adına “her telden” diyorum.Evet bundan sonra her telden yazacağım, her telden çalıp her terden söyleyeceğim. Ancak ne yazarsam ve ne söylersem bir dilden, sevgi dilinden, biraz da Akyurtçasıyla olacak.Okumak mı, yazmak mı?İnternete baksanız yüzlerce yazı vardır bu konuda. Ne gerek var birbirinin tamamlayıcısı bu iki kavramı karşı karşıya getirmeye? Yazanlar olmasa, yazılar olmasa biz neyi okuyacağız? Okumak güzeldir elbet. Yazmak daha da güzel. Gelişen teknolojiyle birlikte, mesajların dahi kopyala yapıştır yöntemiyle standart metinler ve resimlerden oluştuğu, insanların okumadan fikir sahibi olduğu bir dünyada, yazmak daha güzel olmaz mı? Ne söylendiğinin değil, kimin söylendiğinin önem arz ettiği; “benden olan ne söylerse doğrudur, benden olmayan ne söylerse yanlıştır” anlayışının hakim olduğu bir dünyada, yazmak, hem de tüm zorluklara rağmen yazmak güzeldir elbet.Yazmak daha güzeldir desek de, yazmayı daha güzel kılan olgulardan biri de okumaktır. Yazanın kıymeti okur sayısı, yazının kıymeti de okuma sayısı arttıkça artar. Yani bu köşenin varlığı siz değerli okurların varlığına bağlıdır. Yazmak biraz azim, biraz yetenek gerektirse de okunmadıktan sonra bir kıymeti olmaz.Atalar ne demiş: “Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.” Ben ve yazılarımın, okyanustaki bir damla kadar değeri olmasa da, damlaların sürekliliği size bağlı. Taş delinir mi, delinmez mi? O nu da Allah(CC) bilir.