Türk sinemasının klasiklerinden biri olan “Bizim Aile” filmi, Münir Özkul’un unutulmaz performanslarıyla hafızalara kazınmıştır. Özellikle, Münir Özkul’un canlandırdığı Yaşar Usta karakterinin fabrikatör Saim Bey’e hitaben yaptığı etkileyici konuşma, izleyicilerin kalbine dokunan bir sahne olarak akıllarda yer etmiştir.
Soru: “Bizim Aile” adlı filmde Münir Özkul tarafından gerçekleştirilen ve “Bak Beyim, sana iki çift lafım var” diye başlayıp “arkama bakmam bile” şeklinde biten konuşmada hangi kelime geçmez?
- A: karınca
- B: dokunma
- C: küçücük
- D: sevgi
Münir Özkul’un bu konuşmasında, Yaşar Usta karakteri, fabrikatör Saim Bey’e toplumsal adalet ve aile değerleri üzerine ders vermektedir. Yaşar Usta’nın bu konuşması, bir babanın ailesine olan sevgisini ve ailesini korumak için her şeyi yapmaya hazır olduğunu gösteren güçlü bir mesaj içerir. Konuşma boyunca, Saim Bey’in yaptığı haksızlıklara karşı Yaşar Usta’nın tepkisini görmekteyiz.
Konuşmada “karınca” kelimesi, Yaşar Usta’nın hayatı boyunca kimseye zarar vermemiş ve masum bir kişiliğe sahip olduğunu vurgulamak için kullanılır: “Ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben, Yaşar Usta…”. “Dokunma” kelimesi ise aileye zarar gelmemesi gerektiğini belirtmek için tekrarlanır: “Dokunma artık aileme! Dokunma çocuklarıma!”. Konuşmanın en önemli temalarından biri olan “sevgi” kelimesi ise, Yaşar Usta’nın ailesinin temel bağını ifade eder: “Biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız.”
Küçücük kelimesi, bu duygusal konuşmanın hiçbir yerinde geçmemektedir. Bu kelimenin olmaması, konuşmanın bütünlüğünü ve vurgulanan ana fikirleri etkilememektedir. Yaşar Usta, burada küçüklük veya basitlik değil, tam aksine büyüklük ve yücelik iddiasındadır; ailesini korumanın ve insanlık değerlerini savunmanın büyüklüğünü ifade eder.
Münir Özkul’un konuşmasının tamamı ise şu şekilde;
“Bak beyim, sana iki çift lafım var. Koskoca adamsın. Paran var, pulun var, her şeyin var, binlerce kişi çalışıyor emrinde. Yakışır mı sana ekmekle oynamak? Yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu, karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak? Ama nasıl yakışmasın! Sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saadeti çok gören. Anlamıyor musun beyim, bu çocuklar birbirini seviyor. Ama ben boşuna konuşuyorum. Sevgiyi tanımayan adama, sevgiyi öğretmeye çalışıyorum. Hıh, sen, büyük patron, milyarder, fabrikalar sahibi Saim Bey! Sen mi büyüksün? Hayır, ben büyüğüm! Ben, Yaşar Usta! Sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç! Gözümde pul kadar bile değerin yok. Ama şunu iyi bil, ne oğluma ne de gelinime hiçbir şey yapamayacaksın. Yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. Çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. Bizler birbirimizi seviyoruz. Biz bir aileyiz. Biz güzel bir aileyiz. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun? Dokunma artık aileme! Dokunma çocuklarıma! Dokunma oğluma! Dokunma gelinime! Eğer onların kılına zarar gelirse, ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben, Yaşar Usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni! Anlıyor musun, vururum ve dönüp arkama bakmam bile!”