Miras paylaşımı, vefat eden bir kişinin mal varlığının kanuni mirasçıları arasında belirli oranlarda dağıtılması işlemidir. Bu işlem, Türk Medeni Kanunu’nun miras hukuku hükümlerine göre gerçekleştirilir.
Muris muvazaası ise, miras bırakanın, mirasçılarından birini veya üçüncü bir kişiyi lehine kayırmak amacıyla yaptığı, gerçekte bağışlama niteliğinde olan bir işlemi satış veya başka bir görünüşe büründürmesidir. Bu tür işlemler, miras bırakanın diğer mirasçıları aleyhine yapılmışsa, muris muvazaası olarak nitelendirilir ve iptal edilebilir.
Muris muvazaasının iptali için:
- Miras bırakanın, işlemi mirasçılarından birini veya üçüncü bir kişiyi kayırmak amacıyla yaptığı ispatlanmalıdır.
- İşlemin gerçekte bağışlama niteliğinde olduğu ispatlanmalıdır.
- Aldatılan mirasçının, muvazaalı işlemin yapıldığı tarihte mirasçı olması ve davanın açıldığı tarihte de mirasçı olması gereklidir.
Muris muvazaası davası, miras bırakanın ölümünden sonra açılabilir. Dava, aldatılan mirasçı tarafından açılır. Dava açma süresi, miras bırakanın ölümünü öğrenen mirasçının, muvazaalı işlemi öğrenmesinden itibaren bir yıldır.
Muris muvazaası davasında:
- Mahkeme, miras bırakanın ve mirasçıların beyanlarını alır.
- Delillerin toplanmasını sağlar.
- Bilirkişi incelemesi yaptırır.
- Dava sonucunda, mahkeme, muvazaalı işlemin iptaline karar verebilir. Bu durumda, miras bırakanın mal varlığı, kanuni mirasçıları arasında yeniden pay edilir.
Muris muvazaası, miras paylaşımında önemli bir konudur. Miras bırakanın diğer mirasçıları aleyhine yaptığı işlemler, muris muvazaası olarak nitelendirilebilir ve iptal edilebilir. Bu nedenle, miras bırakanın ölümünden sonra miras paylaşımı yapmadan önce, bir avukata danışılması tavsiye edilir.
Miras Paylaşımı ve Muris Muvazaası ilgili olarak aklınıza takılan sorular varsa, Av. Abdullah Bilici’ye danışabilirsiniz.
Abdullah Bilici Avukatlık Bürosu, gayrimenkul hukuku, vergi hukuku, ticaret hukuku, miras hukuku ve ceza hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukatlık bürosudur.