Neredeyse her yıl gerçekleştirilen toplu açılış törenleri… Seçim zamanları ise tekrar tekrar temel atmalar, yeniden yapılan açılışlar. Mega, dev, büyük, görkemli projeler ve neredeyse tamamı beton yığınları…
Geçtiğimiz dönemlerde oldukça sık rastladığımız, şimdilerde ise ‘tasarruf tedbirleri’ kapsamında azalan, açılışı da haliyle yapılamayan dev yatırımlar. Hatırlarsınız Akyurt Fuar Alanı’na temel atma töreni yapılmış ancak gerçek inşaat ise yıllar sonra başlamıştı.
Peki gerçekten bu mega projeler, halkın beklediği gibi mega mı? Örneğin ‘Türkiye’nin En Büyük Tema Parkı’ sloganıyla inşaa edilen mega proje ‘Ankapark’ Ankaralılar için ne anlam ifade ediyor? Yaklaşık 4 milyar Tl’ye mal edildiği belirtilen Ankapark ile şehrimizin hangi sorunlarına çözüm getirilebilirdi?
Yıllardır bölgenin beklediği metro hattı projesi hayata geçirilebilir, yine yıllardır beklediğimiz fuar alanı çoktan bitirilebilirdi…
Mega proje aramaya ve üretmeye gerek yok. Bir bakıyorsunuz Polis Meslek Yüksek Okulu inşaatı yıllardır devam ediyor, hemen yanı başındaki Göçmenler için yapılan Geri Gönderim Merkezi ise 2 yıl gibi kısa bir sürede tamamlanıveriyor.
Akyurt Devlet Hastanesi’nin projesi hazırlanıyor, Brunson meselesi patlak veriyor, ekonomik kriz baş gösteriyor, ihale aşamasındayken gelecek yıllara erteleniyor. Akyurt halkı yıllardır devlet hastanesi inşaa edilmesini bekliyor.
Türkiye’nin 81 ili ve 921 ilçesinde bu ve buna benzer halkın gerçek ihtiyacı olan gereksinimler bekletiliyor. Ve biz hala mega projelerden bahsediyoruz.
‘Kanal İstanbul’ projesi günlerdir gündemimizi meşgul ediyor. 15 milyon yurttaşın yaşadığı Türkiye’nin kalbi İstanbul bizleri de yakından ilgilendiriyor. 75 milyar Tl’lik bu ‘proje’nin finansmanının da yurtdışından kullanılacak kredi ile gerçekleşmesi bekleniyor.
Ankara’ya dönüyoruz… Büyükşehir Belediyesi 300 otobüs alacak, kasadaki para yetmiyor, kredi ile bu ihtiyacın giderilmesi düşünülüyor. Bazı siyasetçilerin ve bazı meclis üyelerinin karşı çıktığı kredi kullanımı kamuoyu baskısı ile mecliste kabul ediliyor.
Ulaşım, sağlık ve eğitimden örnekler sunduk… Ve bunlar toplumumuzun temel gereksinimlerini oluşturuyor. Henüz bunları dahi çözememişken, toplumun temel ihtiyaçları konusundaki beklentileri karşılanamamışken, beton yığınları bizlere neler kazandıracak?
Siyasetçiler bugün bilim insanlarını dinlemek yerine, siyaset bilimcilerini, toplum mühendislerini dinleyerek hareket ediyor. Toplumun ihtiyaçları neler? Yapılan iş bilimsel mi? soruları yerine ‘Toplum nasıl ikna edilir?’ sorusunun karşılığı her neyse bunun yerine üretilen söylemlerle hareket ediliyor.
Toplumsal karakterimiz üzerinden düşüncelerimize yön veriliyor.