Türkiye Komünist Partisi’nin teorik yayın organı Gelenek‘in 163. sayısı “Yalancı Bahar“a odaklanıyor.
Yeni sayının tanıtım yazısında şöyle denildi:
“Yerel seçimlerin tamamlanmasının üzerinden yaklaşık olarak iki ay geçti. Bu iki ay Türkiye siyasetindeki güç dengelerinin değişmekte olduğunu gösterdi.
Farklı aktörler arasındaki mücadelenin farklı siyasi partilerin içinde nasıl gerilimler ürettiğini izliyoruz. Bu gerilimlerin yalnızca bir bölümünün ekranlara ve gazetelere yansıdığını devlet içindeki mücadelede yanıtsız kalan soru işaretlerinden anlayabiliyoruz.
Öte yandan bir soru işareti daha olduğu yerde duruyor: ‘Türkiye’nin bir sonraki ‘Erdoğan’ı kim olacak?’
Düzen siyasetinin ve sermaye sınıfının bu soruyu daha şimdiden yanıtlamaya başladığını görüyoruz. Sorunun yanıtı yalnızca bazı isimlerden ibaret değil. Sorunun yanıtı Türkiye’nin farklı da olsa bir ‘Erdoğan’a ihtiyacı olduğunda. Bu sorunun tartışılmaması isteniyor.
Seçim sonrası yaratılan ‘bahar’ havasının nedenlerinden biri de bu. Türkiye’nin baharı olarak AKP Türkiyesi’nin farklı bir biçimi sunuluyor. Partilerin değil liderlerin ön plana çıktığı bir dönem meşrulaştırılıyor.
Bahar havasının önündeki engel büyük sermayenin kemer sıkma politikaları, acı reçetesi. Bahar havasının parlatılan yıldızı ise Koç’un süvarisi Ekrem İmamoğlu. İkincisi birincisini aşmanın yollarını sunuyor.
O halde bize bu yalancı baharın ne anlama geldiğini anlatmak düşüyor.
Orhan Gökdemir Rizeli İmam Öldü, Yaşasın Trabzonlu İmam! ile ilk kurşunu atıyor. Tayyip Erdoğan’ın yükselişiyle Ekrem İmamoğlu’nunkinin ne kadar benzer olduğunu, ikisinin de nasıl aynı odaklar tarafından desteklendiğini ortaya koyuyor.
Nevzat Evrim Önal Türkiye Siyasi Tarihinde Sosyal Demokrasinin Sahte Umut Üretme Sicili yazısıyla bugünkü yalancı baharın ilk olmadığını söylüyor ve sosyal demokrasinin buradaki rolünü inceliyor.
Aydemir Güler Ne Cumhuriyetçi Ne Halkçı… Solda CHP’cilik Üstüne Notlar ile bahar havasının meşruiyetini sağlayan ‘sol’un sosyal demokrasiyle, CHP ile nasıl ilişkiye girdiğini gösteriyor.
Burçak Özoğlu 31 Mart 2024’te Neler Oldu? sorusuyla AKP’nin kaybettiği ve CHP’nin ‘kazandığı’ bölgelere odaklanıyor. Gerçekte ne oldu? Özoğlu Adıyaman örneği üzerinden seçim sürecini ve sonuçlarını değerlendiriyor.
Furkan Anlar Bolşevikler için özel diyebileceğimiz bir döneme odaklanıyor. 1912-1914 Dönemi: Bolşevikler İşçi Sınıfının Temsiliyetini Nasıl Kazandı? yazısıyla Bolşeviklerin stratejik hamlesinin ayrıntılarına yer veriyor.
Mehmet Erçetin Avrupa’da Sağın Yükselişi: Bilindik Bir Filmin Tekrarı yazısıyla bizi savaş, faşizm ve sosyal demokrasinin yeniden canlanışı üçgeninde Almanya’nın güncelliğine götürüyor.
Nazım Emre Yücetepe Seküler Milliyetçilik Hangi Boşluğu Dolduruyor? sorusuna getirdiği yanıtlarla milliyetçi hareketin tarihi boyunca geçirdiği değişimleri inceliyor ve “seküler milliyetçiliğin” bu değişimler arasında ne noktada konumlandığına açıklık getiriyor.
İyi okumalar dileriz.”
Dijital olarak yayımlanan yeni sayıya www.gelenek.org adresinden ulaşabilirsiniz.