Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Başkentteki büyükelçiler ve misyon şefleri için resepsiyon düzenledi. 65 ülkenin büyükelçisi ile misyon şeflerinin katıldığı davette konuşan Yavaş, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün zor şartlar altında milleti bir araya getirerek Türkiye Büyük Millet Meclisini açtığını ve ulusun geleceğini çocuklara adadığı özel bir gün olduğunu belirterek “Dünyadaki ilk ve tek çocuk bayramını kutlamanın gururunu yaşıyoruz” dedi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Başkentte çeşitli etkinliklerle coşkuyla kutlandı.
Kutlamalar kapsamında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş Başkentteki büyükelçiler ve misyon şefleri için resepsiyon düzenledi.
DÜNYADAKİ İLK VE TEK ÇOCUK BAYRAMINI KUTLAMANIN GURURUNU YAŞIYORUZ
Yavaş’ın ev sahipliğinde Mogan Park Konuk Evinde gerçekleştirilen 23 Nisan resepsiyonuna; Ankara Valisi Vasip Şahin, büyükelçiler ile yabancı misyon temsilcileri, Ankara ilçe belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, basın mensupları, Büyükşehir Belediyesi bürokratları ve çok sayıda davetli katıldı.
Programda konuşmasına 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının anlam ve önemine değinerek başlayan Yavaş, “Bugün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün zor şartlar altında milleti bir araya getirerek Türkiye Büyük Millet Meclisini açtığı ve ulusun geleceğini çocuklara adadığı özel bir gün. Bu anlamda, dünyadaki ilk ve tek çocuk bayramını kutlamanın gururunu yaşıyoruz” dedi.
“BAŞARIMIZDAKİ EN BÜYÜK ROL YÖNETİM ANLAYIŞIMIZ”
Türkiye’deki son yerel seçimlerden bahseden Yavaş, yüzde 60,4 gibi rekor bir oy oranı ile tekrar Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildiğini dile getirerek, “Bu başarıda hiç şüphesiz geçtiğimiz 5 yılda ortaya koyduğumuz adil, tarafsız, şeffaf, hesap verebilir, katılımcı, insan ve çevre odaklı yönetim anlayışımız önemli rol oynadı. Betona ve ranta değil vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını merkeze alan projelerimiz Ankara halkı tarafından kabul gördü. Bundan dolayı önümüzdeki dönem de aynı anlayışla halkımıza hizmete devam edeceğiz” diye konuştu.
“HALKIN REFAH VE MUTLULUĞUNU ARTIRMAYA YÖNELİK ÇALIŞMALARIMIZA DEVAM EDECEĞİZ”
Ankara halkının refah ve mutluluğunu artırmaya yönelik çalışmalarına artan bir azimle devam edeceğinin altını çizen Yavaş, “Akıllı şehir, yeşil dönüşüm, kırsal kalkınma, kent turizmi ve termal turizm gibi alanlarda söz verdiğimiz projeleri gerçekleştirmek için azimle çalışacağız. Tüm bu çalışmaları yaparken dünyadaki gelişmeleri de dikkate alarak sizlerle yakın işbirliğimizi devam ettirmek istiyoruz. Sizlerin de bir Ankara sakini olarak ülkelerinizdeki tecrübeleri bizimle paylaşmanızdan ve işbirliklerimizi artırmaktan büyük mutluluk duyacağımızı bir kez daha belirtiyoruz” diyerek iş birliği çağrısında bulundu.
AVRUPA BİRLİĞİ TEMEL HEDEFLERİMİZ ARASINDA
Avrupa Birliği’ne girişi önemsediklerini belirten Yavaş, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin temel hedefleri arasında yer aldığını ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef olarak gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşma yolunda Avrupa Birliğine giriş projesine büyük önem verdiklerini, bunun Türkiye için vazgeçilmez olduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin son dönemdeki Avrupa Birliği ile olan ilişkilerine de dikkat çeken Yavaş, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin üye statüsü yerine “dış ilişkiler” çerçevesinde yer alması oldukça düşündürücüdür. Benzer şekilde, geçtiğimiz hafta Avrupa Konseyi liderler zirvesinde, Türkiye’nin Kıbrıs çözümü çerçevesinde ele alınması da cesaret kırıcıdır. Ne yazık ki, Avrupa Birliğinin Türkiye’ye yönelik adımları, geleceğe dair net bir yol göstermiyor ve ciddi bir jeostratejik vizyon veya tutarlı bir eylem planı içermiyor. Avrupa Birliği ve Türkiye’nin stratejik çıkarları, Gümrük Birliği’nin siyasi şartlara bağlı kalmadan ve daha fazla gecikme olmadan, yeşil ve dijital politikalar doğrultusunda modernize edilmesini gerektiriyor. Bu, sadece Avrupa Birliği ve Türkiye’nin rekabet gücünü ve stratejik özerkliğini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda zorlu siyasi ve jeopolitik sorunların üstesinden gelinmesi için gerekli olan karşılıklı güvenin oluşmasına da destek olacak.”
“MİLLETİMİZ ‘MÜLTECİ TAMPON BÖLGESİ’ İŞLEVİNİ REDDETMEKTEDİR”
Yavaş, 18 Mart 2016’da gerçekleşen Türkiye – Avrupa Birliği Zirvesi’nde alınan kararlarla ilgili şunlara değindi:
“Türkiye’nin üzerindeki sığınmacı yükünü iyice artırdı ve kontrol edilemeyen bir göç akışına yol açtı. Türkiye artık sadece göçmenler için bir geçiş ülkesi olmaktan çıkıp, bir kalış ülkesi haline gelmiştir. Bunun yarattığı toplumsal huzursuzluk, demografik baskı, sosyo-kültürel ve ekonomik çatışmalar, mevcut durumun sürdürülemez olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu bakımdan, milletimizin endişeleri gözetilmelidir. Türkiye coğrafyasındaki müstesna rolünün bilincindedir. Tam da bu sebeple milletimiz “bir mülteci tampon bölgesi” işlevini reddetmektedir. Ülkemizin üzerine yüklenen bu yük, hakkaniyetle ve rasyonellikle bağdaşmamaktadır. Bu bakımdan mültecilerin kendi ülkelerinde, doğru bir planlama ve insan haklarına uygun şekilde yeniden iskan edilmesi konusunu önemsiyorum.”
“FİLİSTİN HALKININ YANINDAYIM”
Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Dünyada Sulh” ilkesinin her zaman yol göstericileri olduğunu söyleyen Yavaş, çocuk ve sivillere yapılan saldırılarda Filistin halkının yanında olduğunu belirterek, “21. yüzyılda çocukları, sivilleri öldürmek, susuz ve elektriksiz yaşamaya zorlamak sadece savaş değil, insanlık suçudur. Çocuk ve sivillere yapılan bu saldırılarda Filistin halkının yanında olduğumu belirtiyorum. İsrail hükümetini sağduyulu hareket etmeye davet ediyorum. Gazze’de, Filistin ve İsrail’in her yerinde en kısa sürede savaşın sona ermesini ve daha fazla çocuk ve sivilin hayatını kaybetmemesini umuyorum” diye konuştu.
ULUSLARARASI ÇATIŞMALARIN YARATTIĞI İNSANİ DRAM TÜM DÜNYAYI ETKİLEMEKTEDİR
Zor zamanlarda belediye başkanları olarak, etkilenen bölgelere ve insanlara yardım sağlamak için elinden geleni yapacaklarını söyleyen Yavaş, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Uluslararası çatışmaların yarattığı insani dram, sadece savaş bölgelerinde yaşayan insanları değil, tüm dünyayı etkilemektedir. Ayrıca, Ankara’da yaşayan herkesin seslerinin duyulduğu ve endişelerinin dikkate alındığı bir istişare ortamı oluşturmak için buradayız. Savaşların gölgesinde barışın değerini bir kez daha anlamamız ve içselleştirmemiz gerekmektedir. Barışı korumak ve barışın yeniden tesisini sağlamak, sadece ulusal bir görev değil, aynı zamanda uluslararası bir sorumluluktur. Uluslararası toplumun bir parçası olarak, Türkiye’nin barış ve istikrarın sağlanmasına yönelik çabaları, dünya genelindeki barış çabalarını destekleyici bir role sahip olduğunu düşünüyorum. Bizler, belediye başkanları olarak, bölgesel çatışmalara, insani açıdan, barışçıl açıdan bakmaya devam edeceğiz.”