CHP Manisa milletvekili Bekir Başevirgen, Manisa’nın Soma, Salihli ve Alaşehir ilçelerinde resmi açılışları yapılan 1 termik ve 3 jeotermal enerji santrali ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Manisada, açılışı yapılanlarla birlikte 49 aktif enerji santraline ulaşıldığını, bunun 18 tanesinin de Jeotermal Enerji Santrali olduğunu söyleyen Başevirgen “Biz karşı çıktıkça yenileri açılıyor. Manisa JES çöplüğüne döndü” dedi. Manisa Milletvekili Başevirgen, Manisa’nın, devlet eli ve desteği ile talan edildiğini, Manisa halkının yıllardır mücadele ettiği JES’ler yüzünden havasını, suyunu, toprağını ve sağlığını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirtti.
“Bereketli Gediz Ovası Tükeniyor”
Başevirgen, JES projelerinin ardında hukuka ve vicdana aykırı şekilde sadece şirketlerin çıkarı kollanarak verilen kararların olduğunu ve bundan cesaret alan şirketlerin de yasadışı ve hukuka aykırı tutumları nedeni ile yaşanan doğa tahribatının daha vahim bir hale geldiğini söyleyerek “Santrallerin sayısı kontrolsüz bir şekilde verilen teşviklerle daha da artırıldı. Biz topraklarımızda maden sahaları ve enerji santralleri istemiyoruz. Yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz. Toprağımız suyumuz kirlendi. Şehzadeler şehri Manisa, santrallerin neden olduğu pis kokudan durulamaz hale geldi. Tarım bitiyor. Her yıl üretim azalıyor. Bereketli Gediz Ovası’nın eski bereketinden eser kalmadı, tükeniyor” diye konuştu.
“Manisa’da 293 bin 064 Kişi Geçimini Tarımdan Sağlıyor”
CHP’li Başevirgen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açılan enerji santrallerinde bin 670 kişinin istihdam edileceği müjdesini de hatırlatarak, “Manisa her şeyden önce bir tarım şehri. 293 bin 064 kişi geçimini tarımdan sağlıyor. Aileleri de hesaba katıldığında 500 binden fazla insan karnını bu topraklar sayesinde doyuruyor ve geçimini sağlıyor. HES’ler, JES’ler ve vahşi madencilik nedeniyle insanlar tarım yapamaz hale geldi. Tarımı bırakan çiftçi sayısı her geçen gün artıyor. Santrallerin sağlayacağı istihdâmdan daha çok, tarlasını ekip biçemediği için tarımı bırakan çiftçi ve üretici olacak.” dedi.
“Yetişen Ürünlerin Tadı Bile Değişti”
Manisa’nın en önemli bitkisel ürünlerinin başında kuru ve yaş üzüm, zeytin, kiraz, tütün, kurutmalık ve yaş domates, mısır, kavun ve karpuzun geldiğini ifade eden Başevirgen, “Manisa üzümün başkenti. Üretilen üzümün yüzde 90’ının ihraç edildiği Manisa’da yılda ortalama 200-250 bin tona karşılık 400-500 milyon dolar kuru üzüm ihracatı gerçekleştiriliyor. Türkiye, özellikle kuru üzüm ihracatındaki başarısıyla dünyada bu alandaki liderliğini sürdürüyorsa, Manisanın verimli bağları sayesinde. Ancak mücadele ettiğimiz bu enerji santralleri yüzünden bağlar da ciddi tehlike altında. JES’ler yeraltından su çekerek enerji üretiyor. Ancak suyu çektiklerinde de, susuz kaldığı için toprağın verimi düşüyor. Sadece üzüm değil, bütün tarımsal ürünler aynı tehlike ile karşı karşıya. Jeotermal suyunun içerisinde bakır, çinko, arsenik, civa gibi daha birçok çevreye ve insan sağlığına zararlı maddeler var. Nehir ve dereler zehirlendi. Üzüm ve zeytin başta olmak üzere binlerce ağaç kurudu. Yetişen ürünlerin tadı bile değişti. Plansız ve denetimsiz faaliyet gösteren bu santraller, Manisa’nın havasını, suyunu, tarım alanlarını, meralarını yıllardır kirletiyor. JES’ler, bölgenin tarım üretimini katlediyor. Halkımızın ve bizlerin isyanı duyulmuyor. Tarım cenneti Gediz Ovası ne yazık ki devlet eliyle yok ediliyor” dedi.