Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in kısa bir süre önce yaptığı ‘Orta Doğu’da acil insani ateşkes’ çağrısı, uzmanlardan destek buldu.
İSTANBUL (İGFA) – Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, kısa bir süre önce insanların çektiği korkunç acının azaltılması için ‘Orta Doğu’da acil insani ateşkes’ çağrısı yaptı.
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Kazım Dalkıran, savaş dönemlerinde ateşkesin önemini anlattı ve tarihsel olarak, savaşlarda ateşkeslerin rolü hakkında bilgi verdi. Dalkıran, İsrail-Filistin arasında ateşkesin nasıl sağlanabileceği konusuna da değindi.
Ateşkesin savaşta veya değişik seviyelerdeki çatışmalarda tarafların kabul ederek hiçbir şekilde ateş etmedikleri bir ara geçiş süreci olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Kazım Dalkıran, “Ateşkes bir anlaşma imzalanıncaya kadar tarafların birbirlerine zarar vermeden arabulucuların çalışması için fırsat verilmesidir.” şeklinde konuştu.
GÜNEY KORE VE KUZEY KORE ARASINDAKİ ATEŞKES HALEN DEVAM EDİYOR
Savaşlarda ateşkesin, savaşın zararının en aza indirilmesi için en kısa zamanda tarafların masa etrafında toplanmaları ve görüşmelere başlamaları için bir fırsat verilmesi olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Kazım Dalkıran, bazı önemli ateşkeslerden örnekleri vererek, şöyle devam etti:
“Güney Kore ve Kuzey Kore arasında ateşkes ilan edilmiş ve geçici bir sınır ilan edilerek bu ateşkes süreci halen devam etmektedir. Birinci Dünya Savaşı sırasında ilan edilen Mondros Mütarekesi Osmanlı imparatorluğu ile diğer taraflar arasında ateşkesin ilan edilmesi idi. Ancak ateşkes esnasında bulunulan sınırlar İngiliz ve Fransızlar tarafından aşılarak bu topraklar Osmanlı İmparatorluğu’ndan alınmıştır.
Ateşkese tarafların hassasiyetle uyması önemlidir. Azerbaycan Karabağ bölgesinde askeri olarak üstünlük ele geçirdiğinde Ermenistan zaman kazanmak için ateşkes ilan etmiş ancak daha sonra çatışmayı devam ettirmek istemiştir. Azerbaycan tarafı bu durumda harbin maksadını yerine getirecek arazi kesimini ele geçirmek için harekatına devam etmiştir.”
MESKUN MAHALLERDEKİ SAVAŞ SİVİL HALKA ZARAR VERİYOR
Ateşkesin savaşın tarafları ve sivil nüfus üzerindeki etkilerine de değinen Dr. Öğr. Üyesi Kazım Dalkıran, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Harbin iki tarafın karşılıklı inisiyatifi olmadan başlaması durumunda sivil tarafların zarar görmemesi için ateşkesin en kısa zamanda ilan edilmesi önemlidir. Meskûn mahallerde harekatın yapılması sivil insanlara ve altyapıya çok büyük zararlar verebilmektedir. Kullanılmakta olan hastane okul ve diğer tesisler zarar görmektedir. Bunun önlenmesi için ateşkesin sağlanması ve harekatın meskûn mahallerden uzak icra edilmesi önem kazanmaktadır.
Savaş bölgesinde tarafların kendi sivil insanlarına ve diğer tarafların sivil insanlarına yardım sağlaması imkânı az olacağı için yardım kuruluşlarının devreye girmesi önem kazanacaktır. Savaşan taraflar kaynaklarını muharip unsurlara ayrılmaları nedeniyle, sivil taraflara kaynak ayrılması savaş zamanında mümkün olamamaktadır. Harekatın geri bölge emniyeti sürecini de etkilediğinden bazı zamanlarda taraflar sivillerin hareketlerini sınırlandırarak onların zarar görmesini engelleyebilir.”
BARIŞ GÖRÜŞMELERİNDE ATEŞKESİN ÖNEMİ
Dr. Öğr. Üyesi Kazım Dalkıran, ateşkeslerin, diplomatik çözüm yollarının açılmasına ne tür katkı verdiği konusunda da şu görüşlere yer verdi:
“Ateşin devam ettiği süre içerisinde toplantıların ve barış görüşmelerinin yapılması imkânı az olacağından tarafların diplomatlarının bir araya gelmesi ve bulunulan hatlarda ileri gitmemek için anlaşmaları önemli bir fırsat sağlar. Tarafların amaçları daha çok toprak kazanmak olduğunda ateşkesin toplumlara zarar vermemesi ve diplomatik kararların alınması ateşkes sonrası daha kolay olacaktır.”