İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İSKİ’nin yürüttüğü içme suyu projesi Kağıthane-Bahçelievler-Sefaköy İçme Suyu Tüneli’nde incelemelerde bulundu. İmamoğlu, yüzde 97 oranında tamamlanan 20 bin 630 metrelik tünelin Eyüpsultan şantiyesinde, yerin 50 metre altında çelik boru kaynatma işlemini gerçekleştirdi. İmamoğlu, “Ne yazık ki İstanbul, yüzyıllar boyu içme suyu yolculuğunu yaşamış bir şehir. Tarihin derinliklerinde daha küçücük bir şehir iken dahi, 100-150 kilometrelerden su taşınan bir başkent olmuş. Bugün geldiğimiz noktada da bu su yolculuğu devam ediyor” diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, köklü kurum İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) Kağıthane-Bahçelievler-Sefaköy İçme Suyu Tüneli’nde incelemelerde bulunup, yerin 50 metre altındaki şaft alanında çelik boru kaynağını gerçekleştirdi. Eyüpsultan Belediye Başkanı Mithat Bülent Özmen ve Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe’nin eşlik ettiği İmamoğlu, kaynak işleminin öncesinde, Eyüpsultan Karadolap Mahallesi’ndeki şantiye alanında, İSKİ Genel Müdürü Dr. Şafak Başa tarafından projeyle ilgili bilgilendirildi.
“Tünelin yüzde 97’sini bitirdik“
Söz konusu projenin, İSKİ olarak İstanbul’da yürüttükleri en büyük içme suyu projesi olduğunun altını çizen Dr. Başa, özetle şu bilgileri paylaştı:
“Burası, Kağıthane’ye Melen’den gelen suyu daha fazla Avrupa yakasının içine göndermek üzere bir tünel projemiz, Avrupa Bölgesi İçme Suyu Tünel inşaatı başlatıldı. Bizden önce başlatıldı ama önemli ölçüde bizim zamanımızda hızlanmış bir proje. Kağıthane’den Sefaköy’e kadar, 20 bin 630 metrelik bir tünelden bahsediyorum. Bu tünelin beton çapı, 4000 milimetre. Yani 4 metrelik bir devasa bir tünel. Şu ana kadar, bu tünelin yüzde 97’sini bitirdik. Burada 357 metre civarında bir tünel inşaatımız kaldı. Zor kısmını aşmış olduk.”
“Mutlaka iyi hesaplanması ve planlanması şart”
İmamoğlu, yerin 50 metre altındaki şaft alanına indi. İmamoğlu, projeyle ilgili değerlendirmelerini de tünel içerisinde gerçekleştirdi. “İstanbul’umuzun içme suyu yolculuğu, gerçekten meşakkatli bir yolculuk” diyen İmamoğlu, “Ne yazık ki İstanbul, yüzyıllar boyu içme suyu yolculuğunu yaşamış bir şehir. Tarihin derinliklerinde daha küçücük bir şehir iken dahi, 100-150 kilometrelerden su taşınan bir başkent olmuş. Bugün geldiğimiz noktada da bu su yolculuğu devam ediyor. Bugün, neredeyse 250 kilometre mesafeden, Melen’den buraya akıtılan su, pompalanan su, İstanbul için çok hayati. Hep diyoruz; İstanbul çok iyi planlanmalı ve nüfus yükü, buradaki insanların yaşam koşullarının kalitesi olgunlaşırken, su gibi çok önemli rezervleri mutlaka iyi hesaplanması ve planlanması şart” ifadelerini kullandı.
“İnsanlarımızın kesintisiz, bu suyu evlerinde görmesi şart”
İmamoğlu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “10 milyar lirayı aşan bir yatırım ve inşallah önümüzdeki sene bitireceğiz. 4-4,5 senede, kendi öz kaynaklarıyla da bitirecek İSKİ. O bakımdan İSKİ, tarife konusunda koşullarını planlarken, İstanbul’un ihtiyaçları karşılığındaki yatırımları da yapabilecek bir tarifeyi organize etmek zorunda. Bu, iki kere iki, dört. Ama bu konu, geçtiğimiz dönem çok suistimal edildi. Ve neredeyse fatura konusunda şu anda birtakım polemiklere mevzu edilen süreçte, İSKİ’nin ne kadar hayati bir sorumluluğu yerine getirdiğinin unutulduğu bir dönemdeyiz. Ama vatandaşlarımıza biz bunu anlatıyoruz. Ve diyoruz ki; su, gerçekten çok zor bir mesele. İnsanlarımızın kesintisiz, bu suyu evlerinde görmesi şart, çağdaş ve yaşam kalitesinin en üst seviyede olması için bu kadim şehir İstanbul’da.”
“Bu yapıların varlığı, deprem açısından da çok büyük bir nimet”
“Yüklenicimiz yerli. Çeliği üreten firma yerli. Buradaki teknolojiyi planlayan mühendisler, bizim insanımız. Dolayısıyla hem İSKİ’nin kadim deneyimleri hem yüklenici firmamız, üretici firmalar, prekastından çeliğine, az önce benim yaptığım kaynağın elektrotundan birçok hususa kadar, iş birliği içerisinde, kaliteli bir iş ortaya çıkıyor. Bu da bizi mutlu ediyor. Emeği geçen bütün yöneticilerimize, İSKİ’ye, Genel Müdürümüzden emekçisine, yüklenici firmamıza, bütün çalışma arkadaşlarına yürekten teşekkür ediyorum. Umut ederiz; bittiği tarihte de çok güzel bir açılışı yaparız. Allah utandırmasın, diyelim. Allah tamamına erdirsin. Bir de bu yapıların varlığı, deprem açısından da çok büyük bir nimet. Yani bir deprem anında dahi, kesintisiz suyun, nitelikli ve güçlü bir biçimde, statik olarak iy hesaplanmış bir biçimde insanlarımıza erişimini de sağlıyor. Tüm bu yönleriyle, çok özel bir projede bulunmaktan, yerin tam 50 metre altında şu anda bulunmaktan mutluyum. İstanbullularımıza hayırlı uğurlu olsun.”