İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 30 Ağustos Zafer Bayramı etkinlikleri kapsamında düzenlenen Haluk Levent konseri öncesinde İstanbullulara seslendi. “100 yıl önce kurulan bu Cumhuriyet, tüm değerleriyle bir nimettir” diyen İmamoğlu, “Hepimizin, çocukların, gençlerin umutları için, enerjisi için; kadınların eşitlik duygusu için Cumhuriyet’in tüm değerleri, bizim vazgeçilmez prensiplerimizdir” ifadelerini kullandı.İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, gün boyu sürdürdüğü 30 Ağustos Zafer Bayramı etkinliklerini, Yenikapı’da gerçekleştirilen Haluk Levent konseriyle noktaladı. Eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte konserin yapılacağı alana gelen İmamoğlu, konser öncesinde Levent ile sohbet etti. Sahneye Türk bayrakları ile ele ele çıkan İmamoğlu çifti, pandemi süreci nedeniyle geliştirilen ve sosyal mesafeyi korumayı amaçlayan “park et, seyret” konseptiyle alanı dolduran vatandaşları selamladı. İmamoğlu çifti, İzmir Marşı’nı seyircilerle birlikte söyledi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından bir konuşma yapan İmamoğlu, “Tam da 30 Ağustos Bayramı’nı kutladığımız şu günde, şunu söylemek istiyorum: Bu cennet vatanın, bu güzel Anadolu’nun kapıları, bizlere 1071’de açılmıştır. Malazgirt Zaferi, bizim zaferimizdir. Onu, doya doya hissederiz. Ancak, şunu unutmamalıyız: 1071’de bize kapıları açılan bu güzel Anadolu’nun, bu güzel toprakların kurtarıldığı tarih, tekrar bize cennet vatan olduğu tarih de 30 Ağustos Zafer Bayramı’dır. Bunu unutmayalım. Tam 852 yıl sonra, biz yine bu topraklarda ilelebet payidar kalacak bir Cumhuriyet’in adımlarını attık” dedi.“MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, İLELEBET BAŞKOMUTAN KALACAKTIR”Mustafa Kemal Atatürk’ün esaret altındaki bütün milletlerin umudu olacak olan bir süreci yönettiğini ifade eden İmamoğlu, şunları söyledi:“Onun için başkomutandır ve onun için ilelebet başkomutan, Mustafa Kemal Atatürk kalacaktır. Bağımsızlık sadece Mustafa Kemal’in sözlerinde değil, bağımsızlık, 83 milyonun kaderidir. Onun için, hala ‘Tam bağımsız Türkiye’ diyen 83 milyon insan vardır bu ülkede. Bunu hiçbir zaman unutmayacağız. İstanbul’dayız. İstanbul’u bize armağan eden Fatih Sultan Mehmet Han’a hepimiz minnet duyuyoruz. 29 Mayıs 1453, tüm ruhuyla, tüm çağdaşlığıyla, her duygusuyla bizimdir. Ama işte o duyguyu koruyan ve bu güzel kadim kenti de işgalden kurtaran, Mustafa Kemal Atatürk’tür. Onun içi biz, 6 Ekim’i İstanbul’da, her şeye ve herkese rağmen doya doya kutlayacağız.”“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ GÜÇLÜ BİR DEMOKRASİYLE BULUŞTURMAK ZORUNDAYIZ”“100 yıl önce kurulan bu Cumhuriyet, tüm değerleriyle bir nimettir” diyen İmamoğlu, “Hepimizin, çocukların, gençlerin umutları için, enerjisi için; kadınların eşitlik duygusu için Cumhuriyet’in tüm değerleri, bizim vazgeçilmez prensiplerimizdir. 30 Ağustos Zafer Bayramı, güçlü bir devlet, güçlü bir millet olma duygusunu bize mutlaka ve mutlaka hedef olarak göstermiştir. Ama bilim çağında güçlü devlet, güçlü millet olmak nasıl bir duygu? Benim için şöyle bir duygu: Biz bugün Türkiye’yi, Türkiye Cumhuriyeti’ni mutlak ileri bir demokrasiyle, güçlü bir demokrasiyle buluşturmak zorundayız. Hak, hukuk ve adalet duygusu için mücadele etmeliyiz. Aynı zamanda güçlü bir ekonomi için mücadele etmeliyiz. Akıldan ve bilimden yana bir aydınlanma süreci için hep birlikte mücadele etmeliyiz. Güçlü bir eğitim için mücadele etmeliyiz. O bakımdan biz bugün sadece Zafer Bayramı’nı kutlamıyoruz. Aynı zamanda sorumluluklarımızın da altını çiziyoruz” şeklinde konuştu.“CUMHURİYET’İN İKİNCİ YÜZ YILININ HİKÂYESİNİ HEP BERABER YAZACAĞIZ”Herkesin bu yönde sorumluluk almasının zamanının geldiğini vurgulayan İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle noktaladı:“İşte bu zor günlerde dayanışmayı, bir arada olmayı, üretmeyi hedef koyan büyük bir millet olmalıyız. Birliğimiz ve beraberliğimiz en büyük kudretimizdir” dedi. 2022’de Zafer Bayramı’nın, 2023’te de Cumhuriyetin kuruluşunun 100’ncü yıllarını milyonlarca insanın katılımıyla kutlayacaklarını müjdeleyen İmamoğlu, “Hep birlikte, bu güzel Cumhuriyet’in ikinci yüz yılının hikayesini, 2’nci yüz yılın güçlü manifestosunu da milletçe hep beraber yazacağız. O bakımdan esas marifet, esas büyüklük, esas liderlik tam da işte 30 Ağustos’taki gibi, tüm unsurlarıyla milleti bir araya getirmektir, uzlaşmaktır, barışmaktır, ötekileştirmemektir, güçlendirmektir. Herkesin emeğinden liyakatiyle faydalanmaktır. Bu ülkenin tüm unsurlarını güçlü kılmaktır. Ben, bu ülkenin ve bu şehrin tüm güçlerinin farkında olan bir neferiniz, bir şehri emin, bu kadim kentin Büyükşehir Belediye Başkanı olarak gururla, hepinizle birlikte 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı her şeye rağmen kutlamaktan onur duyuyorum. Mutluyum, gururluyum. Ve söylüyorum: Yaşasın tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti. Yaşasın Cumhuriyet. Yaşasın demokrasi. Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk ve yaşasın ilelebet payidar olacak olan bu milletin geleceği.”
