Elektrikli araç ekosistemi hızla gelişirken, bu araçlara ilişkin riskler de artıyor. Son dönemlerde sıkça rastlanan ve zor söndürülen elektrikli araç yangınları, kullanıcılar ve itfaiye ekipleri için büyük tehlike içeriyor.
Endüstriyel yangın ve itfaiye hizmetleri veren Falckon Genel Müdürü Anıl Yamaner, elektrikli araç yangınlarının geleneksel araç yangınlarından farklı olarak daha yüksek risk taşıdığını belirtti. Yamaner, “Her 100 bin elektrikli araçtan 25’i yangın riski ile karşı karşıya. Her geçen gün elektrikli araç sayısı artıyor. Yollarda daha çok bu yangınlardan göreceğiz. Ancak, lityum pillerinin söndürülmesi çok daha zor. Bu tür yangınlara müdahale ederken güvenli yöntemler kullanılmalı” dedi.
2030 yılına gelindiğinde dünyada satılan araçların yüzde 60’ından fazlasının elektrikli olması beklenirken, Türkiye’nin 2035’te elektrikli araç sayısının 4 milyon 214 bin 273’e ulaşacağı öngörülüyor. Şu an itibariyle Türkiye’de 100 binin üzerinde elektrikli araç yollarda.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın hesaplamalarına göre her 100 bin araçtan hibritlerde 3474, benzin ve motorinle çalışanlarda 1529, elektriklilerde ise 25’inde yangın çıkıyor. Yamaner, “Elektrikli araçlar çevre ve insan sağlığı açısından olumlu etkilere sahip olsa da, yangın ve yüksek voltaj tehlikeleri gibi potansiyel riskler taşıyor. Lityum bazlı piller, yangın riskini artırıyor” dedi.
Elektrikli Araç Yangınlarında Güvenli Müdahale
Endüstriyel yangın ve itfaiye hizmetleri konusunda uzman olan Yamaner, elektrikli araç yangınlarına müdahalede güvenli yöntemler kullanılması gerektiğini vurguladı. Yamaner, “Benzinle-motorinle çalışan araçların aksine, elektrikli arabalar yanıcı elektrolitler içeren yüksek voltajlı lityum iyon piller kullanır. Bu, elektrikli araba yangınlarının söndürülmesini zorlaştırır” dedi.
Elektrikli araç yangınlarına müdahalede dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:
- İtfaiyeyi Arayın: Aracınızda tutuştuğunu görürseniz, yapılacak en iyi şey itfaiyeyi aramaktır. Lityum yangınını söndürmek zor olmakla kalmaz, aynı zamanda yangından çıkan dumanın zehirli olduğunu da hesaba katarsanız, güvenli bir mesafeye gidip profesyonellerin ilgilenmesine izin vermek daha iyidir.
- Soğutma: İtfaiyeciler, genel sıcaklığı düşürmek için yanan araca su püskürtür. Kesinlikle köpük uygulaması yapılmamalıdır. Bu tür yangınlarda ortalama 11-30 ton su kullanılması ve suyun direk batarya sistemine işlenmesi gerekir. Bu yaklaşımın dezavantajı, çok miktarda su kullanılması ve potansiyel toksik akıntının oluşmasıdır.
- Yangının Kendi Kendine Sönmesine İzin Vermek: Bu yöntem hızlı ve makul derecede etkilidir ancak araba yanarken havaya çok fazla zehirli duman salar. Ayrıca, alevler söndüğünde arabadan geriye pek bir şey kalmaz.
- Yanan Aracı Suya Daldırmak: Bu yaklaşımla, itfaiyeciler yanan aracı suyla dolu büyük bir metal konteynere koyabilirler. Bu yöntem toksik akış sorununu da ortadan kaldırır ve genellikle sadece su püskürtmekten daha etkilidir.
- Yangın Battaniyeleri: Yangın battaniyeleri de elektrikli araç yangınlarında faydalı olacaktır.
- Tecrit Mesafesi: Kazaya uğramış veya yanmış araç, güvenli ortama taşındıktan sonra 300 metre tecrit mesafesi sağlanır. Araç yakınında en az 15 metre alanda yanıcı maddeler bulunmaması gerekir.
- Termal Kamera Kullanımı: Söndürme işlemi bittikten sonra tekrar alev alma ihtimaline karşı 24 saat boyunca termal kamera ile sıcaklık seviyeleri gözlemlenir.
- Yüksek Voltaj Levhası: Elektrikli araç yangınlarına müdahale sırasında aracın üstüne ve en az 10 metre uzaklığa yüksek voltaj levhası konulur.
Anıl Yamaner, “Bu tür yangınları suyla söndürmek, normal içten yanmalı motorlu arabalardan alışık olduğumuz sonuçları vermez. Konteynere daldırma şu an en iyi çözüm gibi görünüyor” dedi.