Albert Einstein, 20. yüzyılın en önemli bilim insanlarından biri olarak, özellikle görelilik teorisi ile fizik dünyasında devrim yaratmıştır. Onun çalışmaları, evrenin işleyişine dair birçok soruya ışık tutmuş olsa da, bazı bulgularına kendisi bile başlangıçta şüpheyle yaklaşmıştır.
Soru: Einstein, çalışmaları sonucunda hangisinin var olması gerektiğini bulmuş, ancak onun var olabileceğine inanmamıştır?
A) Kara delik
B) Işık hızı
C) Kütle çekimi
D) Nükleer enerji
Einstein’ın genel görelilik teorisi, evrendeki büyük kütlelerin uzay ve zamanı nasıl bükebileceğini açıklar. Bu teori, çok yoğun kütleli cisimlerin ışığın bile kaçamayacağı kadar güçlü bir çekim alanına sahip olabileceğini öngörüyordu. İşte bu tür cisimler, modern bilimde kara delik olarak adlandırılmaktadır.
Ancak, Einstein başlangıçta bu gök cisimlerinin gerçekten var olabileceğine inanmıyordu. Kara deliklerin oluşumunun teorik olarak mümkün olduğunu kabul etse de, fiziksel bir gerçeklik haline gelmelerinin çok uzak bir ihtimal olduğunu düşünmüştü.
Kara delikler, devasa kütleli yıldızların çökmesi sonucu oluşan ve çevrelerindeki uzay-zamanı aşırı derecede büken cisimlerdir. Bu kadar yoğun olmalarının bir sonucu olarak, kara deliklerin çekim kuvveti o kadar güçlüdür ki, ışık bile onlardan kaçamaz. Bu yüzden “kara” olarak adlandırılırlar; çünkü onları doğrudan gözlemlemek mümkün değildir. Sadece çevrelerine olan etkilerinden varlıkları anlaşılabilir.
B) Işık hızı: Einstein, ışığın hızının sabit olduğunu ve evrendeki hiçbir şeyin bu hızdan daha hızlı hareket edemeyeceğini, özel görelilik teorisiyle ortaya koymuştur. Işık hızı konusunda hiçbir şüphe taşımamıştır.
C) Kütle çekimi: Kütle çekimi, Newton tarafından tanımlanan bir kuvvettir. Einstein, genel görelilik teorisiyle kütle çekimini daha iyi açıklamıştır ve kütle çekiminin varlığı konusunda herhangi bir tereddüt yaşamamıştır.
D) Nükleer enerji: Einstein’ın E=mc² formülü, kütle ile enerjinin birbirine dönüşebileceğini göstermiştir. Bu ilke, nükleer enerjinin temelini oluşturur. Einstein, nükleer enerjinin varlığını ve gücünü kabul etmiş, hatta atom bombasının geliştirilmesinde bu bilgiye katkıda bulunmuştur.
