Turizmci ve program sunucusu Serkan Rodop, Bursada Bugün TV’de “Bursalılar Geziyor bu hafta” programında İzmir Fatihi lakaplı Hamzabey’i tanıttı.
BURSA (İGFA) – Turizmci ve program sunucusu Serkan Rodop, Bursada Bugün TV’de “Bursalılar Geziyor bu hafta” programında İzmir Fatihi lakaplı Hamzabey’i tanıttı.
İGF TV ortak yayınıyla “Bursalılar Geziyor bu hafta” programında İzmir Fatihi lakaplı Hamzabey’i tanıyalım.
İZMİR FATİHİ LAKAPLI HAMZABEY KİMDİR?
Murâdiye’nin batı kısmında, kendi adıyla anılan semte hâkim bir mevkide bulunan yapılar topluluğunun aslı cami, medrese, imaret ve beş türbeden meydana gelir; bugüne yalnız cami ile üç türbe ulaşmıştır. Külliyenin bânisi, I. Mehmed ve II. Murad’ın vezîriâzamı Bayezid Paşa’nın kardeşi olduğu sanılan İzmir Fâtihi lakaplı Hamza Bey’dir. Fâtih Sultan Mehmed’in 866 (1462) yılında Eflak’a gönderdiği heyette yer alan Hamza Bey, Drakula lakabı ile tanınan Voyvoda Vlad Tepeş (Kazıklı Voyvoda) tarafından heyetin diğer üyeleriyle birlikte öldürtülmüş, daha sonra İstanbul’a getirilen naaşı Bursa’da toprağa verilmiştir.
Türbeler. Türbelerden caminin batı köşesine bitişik olan, kareye yakın dikdörtgen planlı ve tromplarla geçilen kasnaksız kubbe örtülüdür. Kenarları kabartma çerçeveye alınan duvarlar kapı ve pencere kemerlerine kadar bir sıra kesme taş, iki sıra tuğla ile, kemerlerden sonra ise geometrik desenler meydana getirecek şekilde dekoratif dizilmiş tuğlalarla örülmüştür. Kuzey cephesinde yer alan kapı ile iki yanındaki mermer söveli pencereler sivri kemerli alınlıklara sahiptir. Kapının üzerinde ayrıca yuvarlak kemerli, alçı şebekeli ve renkli camlı bir pencere daha bulunmaktadır. Türbedeki üç sandukadan biri Hamza Bey’in eşine, diğer ikisi kızlarına aittir.
Hamza Bey’in türbesi avlunun güneybatı köşesindedir. Kesme taş ve tuğladan inşa edilen sekizgen planlı türbenin üzeri yine sekizgen ve yüksek bir kasnak üzerine oturan kubbe ile örtülüdür. Saçak altında iki, kubbe eteğinde ise üç sıra testere dişinin binayı çepeçevre dolandığı görülür. Kapı doğu cephesinde ve dar bir eyvan şeklinde dışa taşkın yapılmıştır. Gövdenin kapı ve mihrap tarafına rastlayanlar hariç diğer altı cephesinde birerden altı mermer söveli ve parmaklıklı, kasnağında ise alçı şebekeli ve sivri kemerli sekiz pencere bulunmaktadır. Hamza Bey’inkinden başka on iki sandukanın daha yer aldığı türbenin içi oldukça sade, mihrabı mukarnaslıdır.
Bu türbenin yaklaşık 10 m. kuzeydoğusunda yer alan diğer türbe Hamza Bey’in torunu ve II. Bayezid’in damadı olan Kara Mustafa Paşa’ya aittir. Kare planlı yapının üzerini yüksek sekizgen kasnaklı bir kubbe örter. Kapı doğu cephesinde ve sivri kemerli derin bir eyvan şeklindedir. Duvarlara altlı üstlü dörder, kasnağa da cephe yönlerine bakan dört pencere yerleştirilmiştir; dört köşe ve sivri kemer alınlıklı olan alttakiler (girişin karşısına rastlayan sağdaki sağır) demir parmaklıklı, sivri kemerli olan üsttekilerle kasnaktakiler ise alçı şebekeli ve revzenlidir. Almaşık örgülü kesme taş ve tuğladan inşa edilen yapının saçak altını üç sıra testere dişi dolanır. Sivri kemerli bir mihrabın yer aldığı iç mekânda beş adet sanduka bulunmaktadır. Günümüze bazı duvar kalıntıları ulaşan medrese ise caminin kuzeydoğusunda yer alıyordu.