İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı (SECAP) ve İklim Nötr Eylem Planları Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Tugay, “İklim krizine karşı yeni stratejiler belirlemek zorundayız” diyerek, belediye yöneticilerine önümüzdeki bir ay boyunca iklim kriziyle mücadele etmek için ciddi çalışmalar yapmaları çağrısında bulundu.
“İzmir’in İklim Nötr ve Akıllı Kent Hedefi”
İzmir’in 2030 yılına kadar iklim nötr ve akıllı kent hedefine ulaşması için düzenlenen toplantı, Kültürpark 4 No’lu Hol’de gerçekleştirildi. Toplantıda, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne uluslararası finans olanakları aktarılmak üzere süreç bilgilendirmesi yapıldı. Başkan Tugay, salondaki ışıkların büyük bölümünü kapattırarak başladığı konuşmasında, iklim krizinin geldiği boyutu vurguladı.
“Neyin Karşılığında Neyin Feda Edildiğini Düşünmemiz Gerekiyor”
Başkan Tugay, “Neyin karşılığında neyin feda edildiğini düşünmemiz gerekiyor. Bize armağan edilmiş inanılmaz güzel dünyayı ve doğayı sadece tüketim hırsıyla, para kazanma hırsıyla yok ettiğimizi düşünüyorum. Bunların cezasını biz de sıcaklık, kuraklık, kirlilikle şu an çekiyoruz ama çocuklarımız büyük ihtimal hayatları ile ödeyecek. Dünyada gidecekleri yer kalmayacak. Bu yüzden yeni stratejiler belirlemek ve ciddi çalışmalar yapmak zorundayız” dedi.
“Enerji Verimliliği ile Başlamalıyız”
Konuşması sırasında salondaki ışıkların yarısını kapattıran Başkan Tugay, “Bu ışıklar yanıyordu. Şu anda bir kısmını kapattık. Böyle basit bir noktadan başlamamız lazım. Bunun adı enerji verimliliği. Harcamamızın zorunlu olmadığı enerjiyi daha ihtiyaç düzeyinde harcadığımızda önemli bir şey yapmış oluyoruz. Elektrik, Türkiye’de büyük oranda fosil yakıtlardan elde ediliyor. Bunların çoğu da ithal. Herkes, elektrik konusu başta olmak üzere enerji tüketiminde bilinçli olmayı öğrenmek zorunda. Kurum olarak bunu halletmemiz ve şehre de öğretmemiz lazım” ifadelerini kullandı.
“Önümüzdeki Bir Ay İçinde Ne Yapıldı, Bunu Konuşalım”
Başkan Tugay, “İnsanların hırslarına hakim olması ve sınırını bilmesi gerekiyor. Bu toplantı göstermelik bir toplantı olmasın. Önümüzdeki bir ay, kendi yetki alanlarınızda iklim kriziyle mücadele etmek için kafa yorduğunuz, katkı sağladığınız, bir şeyleri değiştirmeye başladığınız bir zaman dilimi olsun. Bir ay içinde kim ne yaptı onu konuşalım” diyerek belediye yöneticilerini harekete geçmeye çağırdı.
“Dünyayı Her Birimiz Kurtarabiliriz”
Başkan Tugay, “Her akşam, ‘Bugün iklim için ne yaptım?’ diye düşünmemiz gerekiyor. Milyonlarca kişi ile yapılmış anketlerde dünyadaki insanların büyük çoğunluğunun iklim sorununun mutlaka çözüleceğine inandığını gösteriyor. Eğer 15-20 sene sonra su ve gıda bulamayacağımız, bitki örtüsünün yok olacağı bir tablo oluşursa geriye dönüp de ‘İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak üzerimize düşeni yapmadık’ demeyelim. Dünyayı İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak biz kurtaramayız ama dünyada bir sürü hareket, küçük kıvılcımlarla başlar. Eğer doğruysa ve haklıysa bir anda yayılır. Bu konuda herkesin kendinde güç hissetmesi gerektiği düşüncesindeyim. Dolayısıyla dünyayı her birimiz kurtarabiliriz. Bunu birilerinin başlatması lazım” dedi.
“Romantik Boyuttan Çıkılması Gerek”
İklim krizi konusunda elle tutulur işlere ihtiyaç olduğunu belirten Başkan Tugay, “Bizi yöneten hükümet, bu işin yeterince bilincinde değil. Dünya ülkelerinin çok büyük çoğunluğu böyle. Ekonomik kayıp istenmiyor. Karbon nasıl oluşur onu düşünmek lazım. Karbon, üretimden ve tüketimden oluşur. Karbon salımından sorumlu olanlar, zengin ülkeler ve zengin insanlar. Her türlü endüstriyel üretim, karbon emisyonu en fazla olan kısımdır. Tüketici olarak bu üretimi kışkırtarak, gereksiz kullanımla sanayinin daha fazla karbon emisyonu üretmesine sebep olurken diğer taraftan atıklarımızla karbon emisyonuna katkıda bulunuyoruz. Atıklarımızı doğru bertaraf edip ayrıştırmıyoruz, geri dönüştüremiyoruz” yorumunda bulundu.
“Ciddi Bir Eylem Planımızın Olması Lazım”
Bilinçlendirme konusunda teşvik etmenin önemli bir yol olduğunu kaydeden Başkan Tugay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüketim alışkanlıkları ile ilgili ciddi çalışmalar yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Bit pazarı gibi değil ama İzmir’de kullanılmayan eşyaların ihtiyacı olanlara verildiği bir ikinci el pazarı olması gerekir. Yani gereksiz tüketimden kaçınmalıyız. İzmir Büyükşehir Belediyesi sorumluluğunda olan atıkların da karbon emisyonuna yol açmayacak yollarla bertaraf edilmesi gerek. Ciddi bir eylem planımızın olması lazım. Toplumu bilinçlendirmeliyiz. Özellikle sanayicileri, üniversite hocalarını bilinçlendirelim.”