Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin siber güvenlik stratejisinde yerli ve milli yazılımları Avcı, Azad, Kasırga, Atmaca ve Kule uygulamaları sayesinde siber tehditlere karşı güçlü bir savunma mekanizması oluşturulduğunu kaydetti. Bakan Uraloğlu, ““Milli ve manevi değerlerimiz ile aile yapımız bizim en kıymetlimiz. Sosyal medya mecralarından onlara bir halel getirilmesine ve kimse için tehdit alanına dönüşmesine izin vermeyeceğiz.” diye konuştu.
17. Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı’nda konuşan Bakan Uraloğlu, “Siber güvenlik kavramını bilgiyi dış dünyanın tehditlerinden koruyan bir sur gibi düşünebiliriz. Kriptolojiyi ise bu surun en sağlam kalesi olarak görüyoruz.” diyerek “Karmaşık şifreleme yöntemleriyle donatılmış bu kale, bilginin sadece yetkili kişiler tarafından okunmasını sağlıyor. Tıpkı bir labirent gibi kriptoloji, izinsiz girişleri engeller ve bilginin gizliliğini korur. Özetle bilginin okyanusunda yolculuk ederken, siber güvenlik ve kriptoloji, bizi fırtınalardan koruyan güvenli bir liman gibidir.” ifadelerini kullandı.
“İzleme faaliyetlerini Kasırga projesi ile gerçekleştiriyoruz”
Türkiye’nin siber güvenliğini yerli ve milli yazılımlar aracılığıyla sağladıklarını belirten Bakan Uraloğlu, “USOM’da tamamen yerli ve milli olarak geliştirdiğimiz Avcı, Azad, Kasırga, Atmaca ve Kule gibi uygulamalarımız ile ülkemizin siber güvenliğini sağlıyoruz. Kritik kamu kurumları ile kritik altyapılar olmak üzere ülkemizin internete açık kaynaklarına ilişkin zafiyet taraması ve hizmet sürekliliğinin sağlanmasına yönelik izleme faaliyetlerini Kasırga projesi ile gerçekleştiriyoruz. Toplamda 131 farklı Kasırga taramasında 284 adet farklı portun servis ve zafiyet taraması haftalık olarak USOM tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu taramalarda 894 farklı zafiyet tasarımı kullanılmaktadır. Ayrıca USOM tarafından 7 saat içinde Türkiye’deki yaklaşık 838 bin 112 adet kritik kapsamda bulunan web sitesinin zafiyetlere karşı taraması yapılabilmektedir. Atmaca projesi ile de yüzlerce zafiyete ait risk engellenmektedir. Bu kapsamda kritik özel sektör kuruluşları ve kamu kurumlarına yönelik 17 milyona yakın IP adresinin her biri için düzenli olarak yapılan taramalarla zafiyete ait riskleri proaktif şekilde tespit edebiliyoruz.” şeklinde konuştu.
Sosyal Medyada Yasakçı Değiliz, Ama Tedbirliyiz
Sosyal medya platformlarının kontrolsüzlüğünün zararlarına da dikkat çeken Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin sosyal medya ile ilgili politikasının yasaklayıcı olmadığını ancak bu platformların Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına saygı duymaları gerektiğini belirtti. Uraloğlu, “Maalesef bu tür platformlar üzerinden art niyetli kişiler hemen her konuda yalan yanlış bilgiler paylaşarak sosyal medya mecralarının negatif fonksiyonunu öne çıkarıyor. Artık bazı sosyal medya platformları ciddi bir seviyede topluma, bireye, aileye, çocuklara zarar veren pozisyondadır. Bu noktada bu platformlar bir ifade özgürlüğü meselesi olmaktan çıkıp kişilik haklarının ve mahremiyet hakkının ihlal edildiği bir negatif özgürlük alanına dönüşüyor. Tabii ki sosyal medyada kendini ifade etme hakkını hukuk içerisinde kullananlar için bir sözümüz yok. Kesinlikle sosyal medya platformlarının faaliyetlerinin sürdürülmesinden yanayız ve asla yasakçı bir zihniyet içerisinde değiliz. Ama en baştan beri sosyal medya platformlarının Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına saygı duymalarını istedik.” dedi.