Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nde tartışma konusu olan asbest tehlikesini gazetemiz 2009 yılında gündeme getirmişti. Aradan geçen 11 yılın sonunda nihayet Ankara Büyükşehir Belediyesi asbestli boruların değişimi için harekete geçti.Akyurt ile birlikte Ankara’nın 13 ilçesinde sağlıklı su temini açısında büyük önem taşıyan asbestli su boruları yıllardır ihmal edildi. On yılı aşkın bir süre geçmesinin ardından vatandaşların sağlıklı suya kavuşması için çalışma başlatılırken, 14 Ocak 2009 tarihli haberimizi tehlikeyi gözler önüne sermek için okurlarımızla paylaşıyoruz;14.01.2009 – Akyurt’ta içme suyu şebekesi kanserojen etkili asbestli çimento boruları ile sağlanıyor. Belediye çöplüğünün yanında yer alan içme suyu havzaları ise başka bir tehlikeyi daha barındırıyor. Akyurt çöplüğ ilçenin şebeke suyunun alındığı kuyuların hemen üstünde bulunuyor, buradan gerek yağmur gerekse kendi bünyesinde toprak altına inebilecek sulanma ile su havzasına karışma ihtimali çok yüksek, buna rağmen yıllardır bu konuda herhangi bir çalışma yapılmıyor.KUYULARDAN DEPOLARA
Kanserojen etkili asbestli çimento boruları ile içme suyu sağlanırken, diğer taraftan ilçenin çeşitli yerlerinde yer alan su havzalarından depolara, depolardan ise ev ve işyerlerine su sağlanıyor. Hiçbir arıtma yapılmadan ilkel yöntemlerle ulaştırılan su, her türlü ihtiyacı karşılamak amacıyla kullanılıyor.SU BÜYÜKŞEHİR’DE
5216 sayılı Büyükşehir Yasası ile metropole bağlanan Akyurt’ta ulaşım ve su hizmetleri Büyükşehir’e devredildi. 2009 yılı içerisinde asbestli su borularının değiştirileceğini belirten Akyurt Belediye Başkanı Gültekin Ayantaş, asbestli su borularının risk taşıdığını belirterek, gerekli çalışmaların yürütüleceğini söyledi. Ayantaş: “İçme sularımızı periyodik olarak kontrol ediyoruz, suyumuz içilebilir ve sağlıklıdır” dedi.Akyurt Belediye Başkanı Gültekin Ayantaş çöplüğün ilçe için önemli bir problem olduğunu söyledi. Bu sorunun çözümü için yapılan kanun değişikliğinin önemli olduğunu belirten Ayantaş, çöp taşıma, arıtma gibi işlemlerin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için Büyükşehire devrinin yapılacağını belirtti.Resmi Gazetenin 9 Mart 2007 tarihli 26458 sayılı nüshasında belirtildiği üzere ilgili kanun değişikliği şu şekilde yapıldı ; “Birleşme, katılma veya geçici 2nci madde gereğince büyükşehir belediyesi sınırlarına giren belediyelerin yürütmekte olduğu su, kanalizasyon, katı atık, ulaşım, her çeşit yolcu ve yük terimnalleri, toptancı halleri, mezbaha, mezarlık ve itfaiye hizmetlerine ilişkin olmak üzere bina, tesis, araç, gereç, taşınır ve taşınmaz malları ve bu hizmetlerin yerine getirilmesine yönelik yatırım, alacak ve borçları büyükşehir belediyesine ve ilgili bağlı kuruluşuna devredilir.
…
Daha öhce yapılan devirler hariç olmak üzere, devir işlemleri bu maddenin yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde tamamlanır. Devir işlemleri kesinleşene kadar söz konusu hizmetler, ilgili belediyesince yürütülmeye devam olunur.”Asbeste bağlı hastalıklar:Havaya saçılan liflerin solunmasıyla solunum yollarına ulaşan liflerin çoğu bedenimizin savunma mekanizmaları ile uzaklaştırılabilir. Bazı lifler ise maruziyet yoğunluğuna, maruziyet süresine, asbest lifinin yapısına ve bireysel faktörlere bağlı olarak akciğer dokusunda birikir.Kısa süreli asbest maruziyetine bağlı hastalık bildirilmiş ise de asbeste bağlı hastalıkların ortaya çıkması genellikle uzun yıllar alır. Bu süre, maruz kaldıktan sonra 10 ile 50 arasında değişir. Asbestle ilişkili hastalık riski, ömür boyu solunan asbest liflerinin sayısı ile orantılı olarak artar.Asbeste bağlı hastalıklar; akciğer zarında sıvı birikmesi, akciğeri saran zarın kalınlaşması ve kireçlenmesi, akciğer dokusu içerisinde asbest liflerinin birikmesi (asbestozis), akciğerleri ve karın boşluğunu saran zarın kanseri (mezotelyoma) ve akciğer kanseridir.Asbest tek başına akciğer kanseri gelişimi için 5 kat risk oluşturmakta iken, sigaranın tek başına oluşturduğu risk 10 kattır. Sigara ve asbest birlikteliği ise akciğer kanseri gelişimi riskini 50-90 kat artırmaktadır. Bununla birlikte, sigara veya diğer nedenlerle oluşan akciğer kanserlerinden ayırt edilemez.
