12punto ekranlarında yayınlanan ‘Özge Uzun ile Filtresiz’ programına konuk olan AKP’nin önde gelen isimlerinden Metin Külünk, çarpıcı açıklamalarda bulundu. 24, 25 ve 26. Dönem Milletvekili olan Külünk, ekonomik krizden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğine kadar birçok konuda değerlendirmeler yaptı. Külünk, Erdoğan’ın sosyolojisinin eridiğini belirterek, mutfağın durumu düzelmezse 2025’te erken seçimin konuşulacağını dile getirdi.
“Sayın Erdoğan Zirvede Bırakmalı”
Özge Uzun’un sorularına samimi yanıtlar veren Külünk, ekonomik krizin etkileri üzerine konuşurken, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında da dikkat çekici ifadeler kullandı. Külünk, Erdoğan’ın “zirvede bırakması” gerektiğini vurgulayarak, “Sayın Cumhurbaşkanımız, Cumhurbaşkanlığı gibi devletin liderliğini en nihayetinde devredecek. Güzel devretmesini isterim. Güzel anılarak devretmesini isterim. Zorlukların anısıyla devretmesini istemem. Bu dostluğun da hukukun da gereğidir. Biz bundan yanayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu ülkeye kazandırdıkları, başarıları, bir başarı hikayesi var. Fakat başarıların yanında eksiklikler, hatalar, boşluklar var. Bu gayet makul. İstediğim şudur. Her şeyin en güzel zirvesinde devretmek vardır ya. Ben onun çabası içerisindeyim. Hiçbirimizin bulunduğu yer mülk değil. Bu devrin, 15 Temmuz gecesindeki gibi anılması, o tatta olmasının gayreti içerisindeyim. En nihayetinde kararları verecek olan kendisidir” dedi.
“Sayın Cumhurbaşkanını Ciddi Manada Zorluyorlar”
Külünk, Erdoğan’ın çevresiyle ilgili toplumda yaygın olan eleştiriler üzerine de değerlendirmelerde bulundu. “Bütün liderlerin yaşadığı sorunu Erdoğan da yaşıyor” diyen Külünk, Cumhurbaşkanı’nın çevresi tarafından zorlandığını ifade etti. “Birileri, sayın Cumhurbaşkanımızı zorlayarak Türkiye’yi tekrar batının kontrolü altında bir ülke haline getirmek istiyor” şeklinde konuştu.
Külünk şunları söyledi:
“31 Mart’tan sonra sayın Erdoğan’ın sosyolojisi eriyor. Sayın Erdoğan sizin bu sorduğunuz soruyu kendisi sormak ve cevaplamak zorunda, çünkü sokak artık, “Cumhurbaşkanımız çok iyi etrafı çok kötü cümlesini aştı. Doğrudan üzülerek ifade ediyorum Sayın Cumhurbaşkanımızın kendisini tartışıyor. 3-4 sene evvelki Sayın Cumhurbaşkanımıza olan güveni dikine aşağı doğru iniyor. “Bunların hiçbirinden Sayın Erdoğan’ın haberi yok” bu kalktı ortadan. Bu belki uzun süre öncesinde bir gerçek olarak kabul edilebilirdi ama bugün artık hayatın her alanında; her filmin haber hikayesinin başında bu kadar açık konuşuluyorsa Sayın Cumhurbaşkanımızın 31 Mart sandık sonuçlarını merkeze koymalı.
Aziz milletimiz sandıkta Sayın Cumhurbaşkanına o kadar açık bir mektup yazdı ki; Dedi ki, ‘Biz yerel yönetimlerde ölçüsüz kuralsız modelden bıktık. Bunun din psikolojisi ve senin adının arkasına saklanarak yapılmasından bıktık. Sürekli karşımıza çıkan şu binayı, bu binayı yaptık sözlerinden bıktık. Siyasette de teşkilatların, senin isminin arkasına saklanarak, siyasetin halk için yapılmasından çıkıp, yerelde bir derebeylik inşa ederek, kamu üzerinden yaratılmış bir modelle çıkar ilişkisine dönüştürülmesi ve bulundukları noktada senin üzerinden despotizm üretilmesinden bıktık’ dedi.
Muhalefetin bu kadar çürümüş, kendilerini Batı’ya endekslemiş bir muhalefetin bir ümit hale getirilmesine de bu millet kızıyor.”
“Ülke 2025’te erken seçimi konuşur”
Uzun’un Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bunu görüp görmeyeceği yönündeki sorusuna karşılık ise Külünk, “Bu yılın sonuna kadar, mutfağın rahatlamasına sebep olacak adımlar atılmasında gecikilirse, şehirlerdeki siyasetin derebeyi haline gelmiş, yaptığı yanına kar kalıyor psikolojisine dönüştürecek hesap verme ve sorma mekanizmasını harekete geçirmezse çok net söylüyorum bu ülke 2025’te erken seçimi konuşur. Çünkü sokak artık eleştirel boyuttan çıkıyor, içine düştüğü çaresizlik için çare aramada öfke boyutuna geliyor” yanıtını verdi.
“Hiçbirimizin bulunduğu yer mülk değil”
Özge Uzun program devamında Külünk’e Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yıllar öncesine ait olan bir fotoğrafı hatırlatarak “Arkadaşınızı özlüyor musunuz?” diye sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bir “ağabey-kardeş” hukukunda sevdiğini söyleyen Külünk, “Sayın Cumhurbaşkanımız, Cumhurbaşkanlığı gibi devletin liderliğini en nihayetinde devredecek. Güzel devretmesini isterim. Güzel anılarak devretmesini isterim. Zorlukların anısıyla devretmesini istemem. Bu dostluğun da hukukun da gereğidir. Biz bundan yanayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu ülkeye kazandırdıkları, başarıları, bir başarı hikayesi var. Fakat başarıların yanında eksiklikler, hatalar, boşluklar var. Bu gayet makul. İstediğim şudur. Her şeyin en güzel zirvesinde devretmek vardır ya. Ben onun çabası içerisindeyim. Hiçbirimizin bulunduğu yer mülk değil. Bu devrin, 15 Temmuz gecesindeki gibi anılması, o tatta olmasının gayreti içerisindeyim. En nihayetinde kararları verecek olan kendisidir” dedi.
“Gazete kağıtlarını masalara sermişiz…”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan geçmiş anıları yad eden Külünk şunları da ifade etti:
“Biz beraber Unkapanı’nda çalışırken sabahleyin salatalık turşusu, tulum peyniri yerdik. 1985 yılında İl binasında o domates doğruyor, gazete kağıtlarını masalara sermişiz. Orada domates, peynir, ekmek, çay var. Bunlar bizi büyüten şeyler. O inanmışlık. Oradan uzaklaşmamalıyız. İnsanlar orayı sevdi. Vicdan arada, hak orada, zerafet orada.