Tarım ve Gıda Etiği Derneği ve Ankara Üniversite Ziraat Fakültesi iş birliği ile “Depremin Tarım ve Gıda Sistemine Etkileri Çalıştayı” düzenlendi. Ankara Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleşen çalıştayda; depremin tarım ve gıda alanına etkileri ile çözüm önerileri masaya yatırıldı.
Ankara Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’ye örnek çalışmalarının yanı sıra kent genelinde afet bilinci oluşturmaya devam ediyor.
Tarım ve Gıda Etiği Derneği (TARGET) ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi iş birliğiyle “Depremin Tarım ve Gıda Sistemine Etkileri Çalıştayı” düzenlendi. Toplam 3 oturumda tamamlanan çalıştayda alanında uzman isimler konuyla ilgili görüşlerini masaya yatırdı.
YAVAŞ: “AFET OLMADAN ÖNCE TEDBİR ALINMALI”
Afet olmadan önce tedbir alınmasına dikkat çeken ABB Başkanı Yavaş, konuşmasına şu sözlerle başladı:
“Deprem bölgesinde fiilen hemen hemen tüm alanları gezdik. Oralardaki ihtiyaçları da tespit ettik. Çalıştayın en önemli faydalarından birisi; biz genellikle ülke olarak afet olmadan tedbir almak yerine afetten sonra ‘Acil neler yapabiliriz’ deyip kurtarma faaliyetlerine girişiyoruz. Bunu da deprem afet faaliyeti olarak gösteriyoruz. Afet olmadan önce neler yapılabilir, tedbir alınabilir mi, bunlara bakmamız lazım. Bir de her afetten sonra bu çalışmalar yapılırken belli notların alınması gerekiyor.”
Kırsal kalkınma alanında deprem bölgesine ulaştırdıkları desteklerden de bahseden Yavaş, “Asıl ihtiyaçlarından bir tanesi Kahramanmaraş’ta hayvan çadırı oldu. Kırsalda yaşayanların istisnasız hemen hemen hepsi hayvan çadırı istedi. Konteyner kentler, çadır kentler kuruyoruz ama hayvancılık yapanların hiçbiri oralara gitmek istemedi. Çünkü yıkılan evinin yanında hayvanlarını korumak, onları sağ tutmak için uğraştılar. Bunlar da aynı şekilde not alınmalı… Kırsal Kalkınma Daire Başkanlığımız ihtiyaç çoğaldıkça hemen hemen her yere köy köy götürüp silaj ve hayvan yemini dağıttı” dedi.
“SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM İÇİN ELİMİZDEN GELEN ÇALIŞMALARI YAPACAĞIZ”
Sürdürülebilir tarım üzerine konuşmasını sürdüren Yavaş, “Deprem bölgesinde çiftçiler öncelikle hiçbir şey istemediler. Daha sonra talepleri değişti çünkü dünya devam ediyor. Devam eden dünyada kendilerinin bir şekilde ayakta kalması için üretimlerini sürdürmeleri gerekiyor ve bu nedenle tarımsal olarak gerek zirai gübre gerek bu tür destekleri de bizden talep etmeye başladılar. Kahramanmaraş’taki araziler tarıma çok uygun ve terk edilmemesi gereken yerler. Bu nedenle orada sürdürülebilir tarım için neler yapabiliriz konusunda çalışmalar yürütüyoruz” diye konuştu.
Yavaş, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Bugünkü toplantımız depremin tarıma etkileri ama depremden, afetten önce alınması gereken tedbirler var. Seli gördük Şanlıurfa’da çünkü artık bu iklim krizinin karşısında kuraklık yaşadık kuraklığın arkasından orman yangınları veya aşırı seller. Yanlış kentleşme nedeniyle de şehir selleri de kaçınılmaz. Orta Anadolu çölleşmeye tehlikesiyle karşı karşıya bir an evvel inşallah bu tedbirler alınır ve vah etmeden, eyvah demeden hiç olmazsa tedbirleri almış oluruz. Bu çalışmada o açıdan güzel bir örnek olacak ben bütün katılımcılara çok teşekkür ediyorum. Sürdürülebilir tarımın yürümesi için elimizden gelen çalışmaları yapacağız.”
TÜZÜN: “YAŞANAN FELAKETLERDEN ELDE EDİLEN DERSLERİ TARTIŞACAĞIZ”
Çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Ahmet Mekin Tüzün, saha gözlemlerini ve sayısal verileri de paylaştığı konuşmasında şunları söyledi:
“Bugün depremin tarım ve gıda sistemine olan etkisini gerek saha gezileri yapmış gerekse farklı ülkelerde yaşanmış felaketlerden elde edilen dersleri tartışacağız. Üreticiler hem kendileri için çadır/konteyner hem de hayvanları için hayvan çadırına ihtiyacı olduğunu belirttiler. Bir daha böyle bir afet yaşamamak dileği ile saygılarımı sunuyorum.”
Konuşmasında tarım sahalarının korunmasına dikkat çeken Tarım ve Gıda Etiği Derneği Başkanı Prof. Dr. Cemal Taluğ, şöyle konuştu:
“Yaşadığımız depremler ve pandemi süreci istisnasız tarım ve gıdanın insan için önemini gösterdi. Bu felaketler tarım ve gıda sistemimizin ne kadar kırılgan olduğunu da gösterdi. Tarım değer yaratan bir insan faaliyetidir. Gıda sadece alıp, satılan bir meta değildir. Tarım insanın en önemli ve en yaşamsal ekonomik faaliyetidir. Afetlere dirençli, doğayla dost bir tarım sistemine ihtiyacımız var. Depremde tarım sahaları üzerine yapılan yapıların hepsi gitti. Tarım sahalarını korumamız lazım. Tarım çiftçinin değil hepimizin sorumluluğundadır.”